Nihat KARALAR
bsgmedya@hotmail.com
‘SÜTTEN ÇIKMIŞ AK KAŞIK’ DEĞİLİZ, HİÇ BİRİMİZ!
17/11/2016 801 NOTLARISizce, insan kendi kendini aldatabilir mi?
Zaman zaman kendi iç dünyamda bir yolculuğa çıkar, adeta kendimi bir savcı titizliğiyle sorgulamaya, yargılamaya çalışır ve kendime hep bu soruyu sorarım.
Buna yanıt almak bazen günler alır, bazen de başladığıyla bittiği bir olur. Kısacası, insanın kendi kendini sorgulaması hiç de kolay bir şey değildir.
Ya toplumların? O ise daha da zordur. Toplumlar kolay kolay, geçmiş yanlışlarıyla yüzleşemezler, yüzleşmeye kalkıştığında ise bir çok büyük sorunlarla karşı karşıya kalırlar. Ancak bunu göze alabilenler, tarihle yani geçmişleriyle hesaplaşabilirler, hesaplaşamayanlar ise aynı sorunları daha yakıcı şekilde yaşamaya devam ederler..
*** Havaların en sıkıcı, en stresli günlerinde böyle konuları gündeme getirerek, hayatı daha da sıkıcı hale getirmeden, asıl konuya gelelim. Sahi, hiç kendi kendinizi aldattığınız anlar oldu mu? Sizi bilmem ama benim çok oldu. Bir çoğunuz, bu da nereden çıktı, ‘insan kendi kendini aldatır mı?’ diye tepki vereceğini biliyorum. Ama çok açık ve net söyleyebilirim ki; emin olun ‘insan en çok kendini aldatır’ ***
Günlük hayatımızda öyle aldatmalara tanık oluyoruz ki; çoğunun farkında bile değilizdir. Sık sık karşılaştığımızdan olacak ki, ne aldattığımızın, ne aldatıldığımızın farkında bile değilizdir. Hal böyle olunca da aldatılmalar ile iç içe yaşayıp gidiyoruz!
Aslında aldatılma konusu; bugünlere özgü bir şey değil. İnsanlık tarihinin her evresinde kendini göstermiştir. Yeri gelmiş; tüm insanlık aldatılmış, yeri gelmiş bir millet aldatılmış, yeri gelmiş koskoca coğrafyayı oluşturan uluslar çeşitli vaatlerle aldatılmıştır. ***
Bırakalım, öyle tarihin derinliklerine gitmeyi; yaşadığımız şu kentte olup bitenlere bile göz atmamız yeter de artar bile.
Kimler aldatmaz ki!
Siyasiler aldatır, Kenti yöneten belediye başkanı aldatır. İktidarın milletvekili aldatır. Muhalefetin milletvekili aldatır... Eğitimci aldatır, yönetici aldatır, kulüp yöneticisi aldatır... Aldatır oğlu aldatır… ***
Biraz daha yukarılara çıkalım: Hükümetin başı aldatır… Anamuhalefet lideri aldatır… Parlamento içi muhalefet lideri, parlamento dışı muhalefet lideri aldatır...
Bilmem neden sorumlu devlet bakanı aldatır… Müsteşarı aldatır, genel müdürü aldatır, daire müdürü aldatır... İstatistiki veri adı altında bilmem ne dairesi aldatır... Şube müdürü aldatır, RTÜK Başkanı aldatır, medya patronu aldatır... Hiç bilemediniz, severek okuduğunuz köşe yazarı bile aldatır… ***
Kim neden, niye, niçin aldatır? Bu ‘aldatma’ işi sadece bize özgü bir şey midir? Elbette değil. Dediğimiz gibi insanlık tarihi boyunca; nice aldatma ve aldatılmalara tanık olunmuştur. Zaman gelmiş bir ulus aldatılmış, yeri gelmiş koskoca bir kıtanın yaşayanları şöyle veya böyle denilerek aldatılmıştır. ***
Çok partili sisteme geçtiğimiz 1940’lı yıllardan başlayarak, bugünlere geldiğimizde ne çok aldatıldığımızı görürüz. Kimine göre ilk aldatılmamız; Marshall Yardımı ile başlamış, onu Kore Savaşı izlemiş. Kimine göre çok çok gerilere, yani Osmanlı dönemine kadar gider . Ne olursa olsun; sonuçta hep aldatılmıyor muyuz?
Bu nedenle Mehmetçiği birçok kez bilmediği / görmediği coğrafyalardaki kirli savaşların ortasına göndermedik mi? Bal gibi gönderdik! (Şu günlerde bile yine gündemde) Hadi işin o yanı bizi aşar diyelim; sahi bizleri en çok kimler, nasıl ve niye aldatırlar? Toplum olarak bunların ne kadar farkındayız!
HEP SUÇ ALDATANLARIN MI? Sürekli aldatılan taraf olarak bizim suçumuz yok mu? Olmadığını kim söyleyebilir! Sözün kısası; toplum olarak sütten çıkmış ak kaşık değiliz. Hele hele peygamber torunu da olmadığımıza göre, bal gibi aldatılmaya meyilli bir toplum olduğumuz da bir gerçektir. Ne dersiniz? *** (801 Notları Arşivinden) |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
DEĞİŞİME DİRENEN(LER) HEP KAYBEDER! - 13/06/2017 |
Sizce değişim nedir? Değişim denilince, aklınıza bulunduğunuz durumdan farklı bir konuma yönelmek mi , yoksa başka bir deyimle 360 derece değişmek mi gelir. |
TÜRKİYE'DE AYDIN OLMAK ve UĞUR MUMCU - 22/01/2017 |
Türkiye’de aydın olmak, hele de yazar olmak.. Daha doğrusu düşünüyor olmak çok zor ve tehlikelidir.. Hele de son günlerde nasıl zor olduğu daha net görüldü.. |
‘NESLİ TÜKENMİŞ KELAYNAK KUŞLARI’ GİBİYİZ! - 08/01/2017 |
Hasbelkader yerel ölçekte yazmaya çalışan bizim gibi yazar taifesi (onca yazarın çizerin bol olduğu bir kentte bizi de yazar takımına dahil ederlerse) olarak, doluya boşa yazarız. |
YİNE FACİA..YİNE ACI VE GÖZYAŞI! - 01/12/2016 |
Hani bizim camiada yazı karalayanlar arasında bir genel anlayış vardır: |
HAYATIMIZ OLDU TELE-VOLE! - 16/11/2016 |
Son yıllarda özellikle de özel televizyonların hayatımıza girmesiyle birlikte adeta ‘televole toplumu’ olduğumuz gerçeğini görmezden gelemeyiz. |
SAHİ, HAYATIN RENGİ VAR MIDIR? - 15/11/2016 |
Neyse konuyu iyice dağıtmadan, saadete yani asıl konumuza gelelim. Biliyorum, havaların hayli soğuyacağı ve giderek de çekilmez bir hal alan şu günlerde böyle sıkıcı konular da çekilmez ya!.. |
36 YILDÖNÜMÜNDE BİR '12 EYLÜL' ANISI... - 12/09/2016 |
36 YILDÖNÜMÜNDE BİR 12 EYLÜL ANISI... Bugün 12 Eylül.. Binlerce yurdum insanının zindanlara doldurulduğu, onlarca hatta yüzlerce insanımızın işkencelerle öldürüldüğü, henüz 17 yaşında olan Erdal Eren’in yaşı büyütülerek darağacına çekildiği,... |
ORTADOĞU'DA KUYUYA TAŞI KİM ATMIŞTI? - 10/07/2016 |
Son günlerde sınır komşumuz, (hoş, iktidarın dış politikası sonucu ortada komşumuz diyebileceğimiz bir ülkede kalmadı ya) Suriye ve Irak’taki sıcak gelişmeler nedeniyle hızla büyük bir karamsarlık dehlizine doğru sürüklendik/sürükleniyoruz. |
GAZETECİLİKTE 30.YIL VE GOOGLE AMCANIN SÜPRİZİ/ŞAKASI! - 16/06/2016 |
Bildiğiniz gibi Çorum’un coğrafi olarak ‘Dünyanın Merkezi’ olduğu bilgisi gündeme bomba gibi düştü..(Ama saatler sonra; bunun tartışmayı başlatan görüntüyü bir sosyal medya kullanıcısının internete yüklediği belirlendi.. |
Devamı |