Müslim TUNABOYLU bsgmedya@hotmail.com
21/08/2016 20 Temmuz 2012/M.Tunaboylu Yazıları (11) |
Bugün sizinle çok değişik bir gezinti yapmak istiyorum. Okurlarımın benimle gezinti yapmalarını istemek bir bakıma uygun gözükmeyebilir. Yıllar öncesinden yine birkaç kesitten başka ne gelebilir aklımıza. Dün olduğu gibi bugün de ülkemizin en önde gelen ve kalabalık nüfusa sahip olan İstanbul’un yaklaşık 40 km kuzeyindeki bir yerleşim biriminde kutsal görevimiz olan askerliğimi tamamlıyordum. Yıl 1956..Kasım ayındayız. Kasım ayı sonunda terhis olacağız. Birlikte onun üzerinde rütbeli bulunuyorduk. Birliğimiz Hafif Ulaştırma idi. Tümene bağlı birliklerin ihtiyacı olan erleri üç aylık bir eğitim sonrasında sürücü ehliyeti ile kıtalarına gönderiyorduk. Bir hafta sonu nöbeti bana gelmişti. Gece geç saatlerde alarm zili çaldı. Alarm yöneten merkezden gerekli uyarılar yapılmış, birliğimizin alarma katılması emredilmişti. Alarm rengine göre kilitli dolapların kapakları açılmış içersinden çıkarılan dosyalardaki görevler yerine getirilmişti. İlk işimiz hafta tatili yapmak için İstanbul’a evine giden birlik komutanına kendisine ait binek aracına takılan bir römork takılarak göndermek olmuştu. Yaklaşık bir buçuk saat sonra birlik komutanı bölüğe dönmüştü. Kendisine alarm rengi uyarınca gerekenin yapıldığını, bu nedenle herhangi bir sorun bulunmadığını, çalışmaların bir süre daha süreceğini, araçların mevsim koşullarına göre gizleneceğini, sınırdan giren düşman birliğinin çok yakın bir süre içinde bulunduğumuz bölgeye ulaşacağını uygun sözcüklerle aktardım. Çok heyecanlıydık. O günlerde Rus Birlikleri Avrupa’da ilerliyor, Macaristan’ın Başkenti Budapeşte’de tanklar sokaklardaki insanları büyük küçük demeden altına alarak eziyordu. Olanları bildiğimiz için ister istemez alarm nedeniyle biraz tansiyonumuz yükselmişti. Her yer aydınlanmıştı, bizde araçlarla birlikte yan yana gizlenmişti. Öğle saatlerinde uçaklar geldiler birlik üzerinde birkaç tur yaptıktan sonra döndüler. Bir süre sonra da alarmın kaldırıldığı ulaştırıldı o günün haberleşme araçları ile. Geçtiğimiz günlerde Mısır’da meydana gelen halk ayaklanması ile ilgili çok değişik görüntüler izleme olanağı bulduk. Meydana gelen tankların paletlerinin bulunduğu yerlere yatarak “Bizi koruyun” diye çığlıklar atan insanları gördükçe etkilenmemek olanaksız. Günümüz dünyasında ülkenin ya da dünyanın herhangi bir yerinde meydana gelen olumsuzlukları birkaç saniye sonra bizim izlememiz mümkün. Teknoloji insanların her türlü ihtiyaçlarını karşılamak için adeta yarış ediyor diyebiliriz. Tarihte unutulmaması gereken birçok olay gerçekleşmiştir. Onlar bugünün insanlığına ışık tutmalıdır diye düşünüyorum. Mısır’da bir zamanlar Kral Faruk bulunuyordu. O dönemin yazılı basınında Kral Faruk’un bir günde yediği kurbağa butları bile sayılıyordu. O dönemi bir ara rejimle General Necip ve arkadaşları sonlandırmıştı. General Necip kısa süre sonra arkadaşları tarafından yönetimden uzaklaştırılmıştı, yönetimden bir süre sonra istifa eden Nasır’ı Mısır halkı gece sokağa çıkarak istifadan vazgeçirmişti. Yıllar sonra o Mısır halkı bu kez de Hüsnü Mübarek’in 30 yılı aşkın yönetiminde istediği ekonomik refaha ulaşamamış, özgürlük ve demokrasiden uzak tutulmuştu. Yazımda tanklarla ilgili iki olayı siz okurlarımla bir kez daha paylaşmak istedim. Budapeşte’deki tanklarla Kahire Tahrir Meydanı’ndaki tanklar çok değişik bir görev üstlenmişlerdir. Özgürlük ve demokrasi, tam bağımsızlık dünya ülkelerinde artık zorunlu olarak arzulanmaktadır. Günümüz insanı, dünün insanı gibi her şeyi görmezlikten gelemiyor, diyor okurlarıma sevgi ve saygılarımı sunuyorum. |
|
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
|
Yazarın diğer yazıları |
YENİ YILI KARŞILAMAYA HAZIRLANIRKEN/SON YAZISI
- 27/12/2020
|
Yazarımız Müslim Tunaboylu, 2020 yılının son yazısını kaleme alırken, yaşamının son yazısını yazmış.. Özlemle anacağız
|
|
YAŞADIKÇA YAŞANANLAR: 1930’LI YILLARDAN BİR ANI…
- 23/07/2017
|
Alışık olmadığım bir tümce ile siz okurlarıma geçmiş ile ilgili bazı olayları anımsatmak istiyorum.
Beni anlayacağınızı umut ederek yaşamdan kesitleri sıralamaya başlamak istiyorum.
|
|
TEKERLEĞİN GÜCÜ VE ÖZGÜRLÜKLER
- 18/10/2016
|
İnsanoğlunun dünyayı tanıması öyle kolay olmamıştır. Yazımın başlığında belirttiğim ‘tekerlek’ insanoğlunun en önde gelen yardımcısı olmuştur.
|
|
MÜSLÜM TUNABOYLU’NUN HATIRALARI
- 25/08/2016
|
Müslüm Tunaboylu, 1932 yılında Bulgaristan’ın Şumnu İl’ine bağlı Yenipazar İlçesi’nin Söğütlü Köyü’nde dünyaya geldi. Babası çiftçilikle uğraşıyordu.
|
|
'YAŞADIKÇA YAŞANANLAR' DEMİRYOLU-HAVAALANI
- 22/08/2016
|
Avrupa'dan Anadolu'ya göç edişimizde bizi İstanbul Tuzla’dan Amasya'ya kadar taşıyan demir rayların üzerindeki güç çok ilgimizi çekmişti.
|
|
‘YAŞADIKÇA YAŞANANLAR’ UNUTULMAYAN GÜNLERİMİZ
- 22/08/2016
|
Unutulmayan sayısız günlerimiz vardır. Onların bazılarını gereğince değerlendirir, geleceğe devrederiz. Ama bunun yanında bazı günleri nedense unuturuz.
|
|
ODUNDAN DOĞALGAZA YOLCULUK
- 21/08/2016
|
Sizinle biraz geçmişe bir gezi yapmak istiyorum. Yaşlı kuşak eski günlerini bir kez daha anımsarken, genç kuşakta biz yaşlılara göre daha şanslıyız diyebilecekler.
|
|
KÖY ENSTİTÜLERİ VE TUĞLACILAR
- 21/08/2016
|
Günümüzden 71 yıl önce ülkenin 21 yerinde Köy Enstitüleri adı altında eğitim ve öğretim kurumları oluşturuldu.
Çorum’da merkezi Kastamonu olan Gölköy Enstitüsü sahasına alınmıştı.
|
|
TEKNOLOJİYE NEDEN AYAK UYDURAMIYORUZ?
- 21/08/2016
|
Günümüzün kuşağı her nedense gelişen teknolojiye rağmen bürokrasiden vatandaşı kurtaramıyor ya da kurtarmak istemiyor. Bu sorumuza bürokrasinin her kademesinde görev alanlar yanıt verebilirler
|
|
Devamı |
ZİRVE KÖYE 53 YIL SONRA YAPILAN BİR GEZİ
- 19/08/2016
|
Bugün sizinle yine zaman tünelinde bir yolculuk yapacağız. Bir zamanlar sağlığımız el verdikçe ya da görev gereği ilimizin doğal güzelliklerini görme fırsatı buldum.
|
|
KÖY ENSTİTÜLERİ’NİN UNUTULMAZ EĞİTİM VE KÜLTÜR HİZMETLERİ
- 18/08/2016
|
Altı yüz yıllık bir dönemin eğitim ve kültür hizmetlerine bir göz attığımızda karşımızda ülke insanının bir bölümü hemen tüm eğitim ve kültür olanaklarından uzak kalmıştır.
|
|
KÖY ENSTİTÜLERİ VE KAZANIMLARIMIZ
- 18/08/2016
|
Geçtiğimiz hafta sonunda yani 17 Nisan 2009 Cuma günü 69. kuruluş yıldönümünü kutladığımız Köy Enstitülerinin geçen süreç içerisinde ülke insanına ne ölçüde yarar sağlamış, ya da ne ölçüde köstek olmuştur?
|
|
KÖY ENSTİTÜLERİNİ TANIYALIM
- 17/08/2016
|
Günümüzden 76 yıl önce 17 Nisan 1940’da TBMM‘nin kabul ettiği bir yasa ile ülkenin 21 yerinde kurulan eğitim ve öğretime açılan Köy Enstitüleri,10 yıllık bir süreç içersinde ülkesine 17 bin 431 erkek, 1.390 kız, toplam 18 bin 839 öğretmen, ...
|
|
ÇORUM ÖĞRETMEN EVİ ÖĞRETMENLERE GERİ VERİLMELİ
- 16/08/2016
|
Yazımızın başlığında özetlenen konuyu size biraz açmak isterim. 1961 Anayasası ile oluşturulan yasalar gereği ülkemizde çeşitli adlar altında çok sayıda dernekler ve sendikalar kurulmuştur. Bunlardan birisi de Türkiye Öğretmenler Sendikasıdır.
|
|
METEOROLOJİK OLAYLAR ARASINDA KALAN ÇORUM
- 16/08/2016
|
Durup dururken nerden çıktı bu meteorolojik olaylar. Çorum’un geçmişine şöyle bir göz attığımız da çok değişik meteorolojik olayların yaşandığını görürüz
|
|
KÖY ENSTİTÜLERİ
- 16/08/2016
|
Geçtiğimiz hafta sonunda sabahın erken saatlerinde telefonum çaldı. Hayır mı yoksa bize acı bir haber mi ulaştırılmak isteniyor diye bir ikileme içinde telefonu kaldırdığımda bir ses merhaba hocam dedi.
|
|
KENTLER BÜYÜDÜKÇE SORUNLAR ÇOĞALIYOR
- 15/08/2016
|
Bir zamanlar Orta Asya’da bir iç deniz var iken insanlar bu su birikintisinden uzun süre yararlanmış, toprağın nemi kaybolmaya başladığında ise dünyanın çeşitli yerlerine göç başlamıştır.
|
|
KÖY ENSTİTÜLERİ
- 15/08/2016
|
Adından da anlaşılacağı gibi Köy Enstitüleri köyler için kurulmuş bir eğitim kurumudur. Burada yalnız köy çocukları eğitim ve öğretim görecek sonra da köyüne dönerek kendisine verilen bilgi ve beceriler doğrultusunda çalışmalar yapacaktır. Köy Enstit
|
|
ÇORUM SUYU TAŞKINI
- 15/08/2016
|
Avrupa'dan Anadolu ya gelişimizin ilk yılı idi. Mecitözü”nün Çıkrık Köyü'nde Faik Şentürk adındaki komşunun Çorum akarsuyu kenarındaki kızıl tarla da kavun-karpuz yanında diğer sebzeleri de ektik.
|
|
|
|