• https://www.facebook.com/bsgmedya@hotmail.com
  • https://www.twitter.com/bsgmedya@hotmail.com

NÖBETÇİ ECZANELER
ULUSAL GAZETELER
Müslim TUNABOYLU
bsgmedya@hotmail.com
METEOROLOJİK OLAYLAR ARASINDA KALAN ÇORUM
16/08/2016


07.07. 2012/M.Tunaboylu Yazıları-5



Durup dururken nerden çıktı bu meteorolojik olaylar. Çorum’un geçmişine şöyle bir göz attığımız da çok değişik meteorolojik olayların yaşandığını görürüz. 1979 yılının otuz Ağustos'u otuzbir Ağustos'a bağlayan gece saat 22 .45’de başlayan sağanak yağış unutulacak cinsten değil. Hava sıcaklığının normalin üzerine çıkması değişik bir meteorolojik olayın habercisi imiş  gibi geliyor insana.O günleri yaşayan Çorumlular hafızalarını bir kez daha sorgulayacaklardır.
Nadık deresinden inen sel, bugünkü Vali konağının ihata duvarlarını yıktı. Gazi Caddesi’nde selin yüksekliği iki metreyi buldu. Önüne gelen her şeyi alan sel, suları şehrin batısındaki boşlukları yapay göllere çevirdi. Yarım saati aşkın sağanak yağışla birlikte düşen yumurta büyüklüğün deki dolu dışarıda yakaladığı canlı cansız demeden tüm varlıkları bilinmez bir değişikliğe uğrattı Çorum o gece yirmi beş evladını kaybetti. Haberleşme olanakları kalmadı. Telefon hatları koptu, direkler devrildi, içinde oturulan oturulmayan, kısaca ne kadar bina varsa kuzey batı yönündeki camlarını kaybetti. Konutların içerisi buz parçaları ile doldu. Balkonlardan evlere dolan suları boşaltmak için büyük küçük herkes görev aldı. Cam üreten firmalar Çorum’a cam ulaştırmak için araç konvoylarında  yer aldı. Tekerlekli araçların üst kısımları  buz parçalarının darbesinden gerekli nasibini almıştı. Çorum dışına çıkan bu araçların plakasına bakmadan Çorum’dan geldiği hemen dikkati çekiyordu.
Otuz Ağustos seli ve getirdiği felaketi unutmak mümkün değil, çok sayıda konut oturulamaz hale geldi. Sel zedeler için bir süre okullar ve pansiyonlardan yararlanıldı. Dönemin Valisi Nevzat Şensoy’un Çorum’da hayatı normale çevirmek için gösterdiği gayretleri ve çalışmaları da unutmak mümkün değil. Tanık olduğum çok sayıda olayın karşısında  unutamadığım bir olayı siz okurlarıma aktarmak istiyorum. Konutlar ya tümden yıkılmış, yada bir iki duvarı yıkılmış,evde ne varsa yani iğneye kadar her şey sel suları ile yer değiştirmiş,vatandaş olanaksız  kendine uzatılacak eli bekliyor.Vali makamına bir pansiyon yöneticisi çağırdı,sel zedelerin misafir edilmesini istedi. Görevlinin olumsuz tavırları kabullenilecek cinsten değildi. Vali kimin malını kimden esirgiyorsun sen diye görevliyi dışarıya attırdı. Yine aynı saatlerde makama gelen bir görevli hanımı, eşinin şehirde olmadığını, kapalı olan ambarın kendisi tarafından açılarak kullanılabilecek ne kadar su boşalma aracı varsa verebileceğini söylemesi Vali Şensoy’u çok duygulandırdı. Anılan araçlar depo kapısı  görevlinin hanımının kontrolünde kırılarak depo boşaltıldı.
Sel sularının temizliği günlerce sürdü. Ağustos’un son günü basın mensupları da çaresizlik içindeydi. Haberleşme çok güçtü. Yol kenarında ne kadar telefon kutusu varsa sel suyu ile dolmuş, görev yapamaz hale gelmişti.
Basın mensupları Merkez’deki PTT binasında toplandık. Pencerelerin camları gece yere inmişti, odanın içersinde hala buz parçaları temizlenme- yi bekliyordu. Biz çok değişik görüntüleri gördüğümüz için burada ki görüntüyü nice sonra fark edebildik. Aramızda haberleşme için çareler üretirken içeriye  dönemin PTT Bakım Müdürü Nuri bey girdi. ‘Meraklanmayın ben sizi istediğiniz istikamete ulaştırırım’ dedi. Ulusal basın merkez- leri ile buluşabilmek için Çorum’dan İzmir’e oradan Ankara’ya, Ankara’dan da İstanbul’a faal iki hattan yararlanarak ilimizin uğradığı doğal afeti yazılı basına ulaştırabildik. Aynı gece Amasya’da sağanak yağıştan nasibini almış, bazı maden ocaklarına sel dolmuş işçiler hayatlarını kaybetmişlerdi. Amasya o dönemde yarım otomatik görüş- melere açıktı. Merzifon Tavşan dağı üzerindeki  radyo link  aktarıcılarına çok kısa sürede ulaşmışlar, Ankara’yı da bilgilendirmişlerdi. Çorum ‘un böyle bir olanağı kalmadığı için  sabahı beklemek zorunda kalmıştı. Şehir itfaiyesinin telefonundan başka telefon çalışmıyordu. Sabah saat beş sıralarında  Vali Şensoy’u arayarak bilgi almak istedim. Ben de itfaiyenin numarası ile Sayın Şensoy’a ulaşabildim. Aldığım bilgi  ürpertiyordu. 25 insanımız boğularak can vermişti. Devletin organları tarafından hazırlanan rapora göre kayıp sayısı 18’di. Ancak çoğu yurttaşlar otopsiyi beklemeden cenazeleri köylerine götürerek son yolculuklarına uğurlamışlardı. Basın objektifleri hiçte iç açıcı olmayan görüntüleri saptamışlardı.
O dönemde yalnız TRT 1 var. Ancak biz Çorum’ daki felaketi Ankara’ya ulaştıramamıştık. Sıfır üçte çalışan görevliye; ‘Ankara’ya hangi yönden ulaşabilirsek ulaşalım’ dedim. Karşıma Tosya’ daki memur çıktı. Ben haberleri Tosya’ya o da Ankara’ya aktardı. Böylece Çorum’daki felaketi Ankara da öğrenmişti. Olayları neden detayları ile vermek istediğime tepkiniz olabilir.
Amasya Ankara’ya bizden önce ulaştığı için yola çıkarılan TRT ekibi Amasya yolunda ilerlerken Kuşsaray karşısına vardıklarında bir görevli; ‘Biz yakını bırakıp da neden uzağa gidiyoruz. Önce Çorum’da çekim yapalım sonra da Amasya’ya gideriz’ der. Bu sözcükleri arkadaşlarına söyle- yen görevli Çorumlu dur. Yaşadığı bölgedeki felaketi o daha yakından hissetmişti. Vali Şensoy. TRT ekibine benim yardımcı olmamı istemişti. Akşam haberlerinde Çorum ‘daki sel felaketi ülke geneline sunulabilmişti.
Yapılan haberler sonu çok sayıda Çorumlu asker ailesine yardım için izinli bırakılmış, yaralar birlikte sarılmıştı. Anımsadığım kadarı ile yüz altmış beş aile evsiz kalmıştı. Bir süre toplu koruma ve barındırmaya alınan aileler daha sonra akrabalarının yanına yerleştirildi. Kente prefabrik evler gönderildi, ancak bunlardan gereği kadar yararlanılamadı.Uygun arsa bulunamadığı için  daha sonrada başka bölgelere gönderildi.
O günlerde afetler yasasındaki bazı maddelerin günün koşullarına uygun olmadığı belirtilmiş olmasına rağmen Amasya-Çorum ve Sakarya milletvekilleri bir birlik yaparak zorluk çıkaran maddeyi geçersiz kılmak için  genel kurula indiremedi. Maddeye göre evi yıkılana devlet elini uzatır, kiracıya ise herhangi bir yardımda bulunulamaz. Bu maddenin yeni olgulara göre değişikliğe uğratılması gerektiği düşünündeyim.
Geçmişin bir acısını size aktarmakla ne yarar sağlanacağı konusunda değişik yorumlar yapılabilir. Çorum’un alt yapısı bana göre henüz tamamlanmamıştır. Kamu kurum ve kuruluşları bütçeye konulan ödeneklerle alt yapıyı bugünkü duruma getirebilmişlerdir. Çorumun alt yapısı için ayrılacak olan ödeneklerin biraz büyütülmesi gerektiğini düşünüyorum. Çorum’un alt yapısına yine bir göz atmakta fayda var diye düşünüyorum. Nisan sonu ve mayıs ayı içinde meydana gelen sağanak yağışlar sonunda asfaltın hemen gözünün yaşlandığını, asfaltta yarış yapan araçların etrafı nasıl ıslattığını birlikte yaşamaktayız. Araç sürücüsü bir yandan arabasını bedavadan temizlerken, yol boyunda yayada yürüyen insanların nasıl üstlerinin kirlendiğinden pek haberi olmuyor. Bütün bunları görmemek yada düşünmemek istiyorsak, Çorum’un alt yapısına bir sil baştan yeniden bakmak zorundayız.
Çok karamsar tablolar çizdiğim için beni bağışlayın,

Son günlerde bir hava alanı kırgınlığının oluştuğuna tanık olmaktayız. Herkesin kendini savunma hakkının bulunduğunu unutmamak gerekiyor. Direnmenin bir yararı olmayacağına inanıyor, bazı yetkililerin ikide bir havaalanı olayı ile haberlere girmelerini uygun bulmuyorum.
Çorum bulunmaz bir yerleşim yeridir. Hemen her gün belli saatlerde keşişleme ya da poyrazdan etkileniyor ve rahatlıyoruz.

Çorum’daki meteorolojik yapı ülkemizde çok az yerleşim biriminde bulunmaktadır, sıcaktan bunalan yöre insanlarına yazı Çorum’da geçirmelerini rahatlıkla önerebiliriz diyor saygılar sunuyorum.



1588 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

YENİ YILI KARŞILAMAYA HAZIRLANIRKEN/SON YAZISI - 27/12/2020
Yazarımız Müslim Tunaboylu, 2020 yılının son yazısını kaleme alırken, yaşamının son yazısını yazmış.. Özlemle anacağız
YAŞADIKÇA YAŞANANLAR: 1930’LI YILLARDAN BİR ANI… - 23/07/2017
Alışık olmadığım bir tümce ile siz okurlarıma geçmiş ile ilgili bazı olayları anımsatmak istiyorum. Beni anlayacağınızı umut ederek yaşamdan kesitleri sıralamaya başlamak istiyorum.
TEKERLEĞİN GÜCÜ VE ÖZGÜRLÜKLER - 18/10/2016
İnsanoğlunun dünyayı tanıması öyle kolay olmamıştır. Yazımın başlığında belirttiğim ‘tekerlek’ insanoğlunun en önde gelen yardımcısı olmuştur.
MÜSLÜM TUNABOYLU’NUN HATIRALARI - 25/08/2016
Müslüm Tunaboylu, 1932 yılında Bulgaristan’ın Şumnu İl’ine bağlı Yenipazar İlçesi’nin Söğütlü Köyü’nde dünyaya geldi. Babası çiftçilikle uğraşıyordu.
'YAŞADIKÇA YAŞANANLAR' DEMİRYOLU-HAVAALANI - 22/08/2016
Avrupa'dan Anadolu'ya göç edişimizde bizi İstanbul Tuzla’dan Amasya'ya kadar taşıyan demir rayların üzerindeki güç çok ilgimizi çekmişti.
‘YAŞADIKÇA YAŞANANLAR’ UNUTULMAYAN GÜNLERİMİZ - 22/08/2016
Unutulmayan sayısız günlerimiz vardır. Onların bazılarını gereğince değerlendirir, geleceğe devrederiz. Ama bunun yanında bazı günleri nedense unuturuz.
TEKNOLOJİYE NEDEN AYAK UYDURAMIYORUZ? - 21/08/2016
Günümüzün kuşağı her nedense gelişen teknolojiye rağmen bürokrasiden vatandaşı kurtaramıyor ya da kurtarmak istemiyor. Bu sorumuza bürokrasinin her kademesinde görev alanlar yanıt verebilirler
KÖY ENSTİTÜLERİ VE TUĞLACILAR - 21/08/2016
Günümüzden 71 yıl önce ülkenin 21 yerinde Köy Enstitüleri adı altında eğitim ve öğretim kurumları oluşturuldu. Çorum’da merkezi Kastamonu olan Gölköy Enstitüsü sahasına alınmıştı.
ODUNDAN DOĞALGAZA YOLCULUK - 21/08/2016
Sizinle biraz geçmişe bir gezi yapmak istiyorum. Yaşlı kuşak eski günlerini bir kez daha anımsarken, genç kuşakta biz yaşlılara göre daha şanslıyız diyebilecekler.
 Devamı

BİR KİTAP

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI