• https://www.facebook.com/bsgmedya@hotmail.com
  • https://www.twitter.com/bsgmedya@hotmail.com

NÖBETÇİ ECZANELER
ULUSAL GAZETELER
Nihat KARALAR
bsgmedya@hotmail.com
GAZETECİLİKTE 30.YIL VE GOOGLE AMCANIN SÜPRİZİ/ŞAKASI!
16/06/2016

ÇORUM DÜNYANIN MERKEZİ’YMİŞ!

Bildiğiniz gibi Çorum’un coğrafi olarak ‘Dünyanın Merkezi’ olduğu bilgisi gündeme bomba gibi düştü..(Ama saatler sonra; bunun Tartışmayı başlatan görüntüyü bir sosyal medya kullanıcısının internete yüklediği belirlenmesiyle Çorumluların sevinci de yerini burukluğa bıraktı)

Neyse biz yine; haberi gerçek kabul ederek, bir fikir teatisi yapmaya çalışalım:

HİKAYE ŞÖYLE:

Sanal ortamda dünyanın en büyük arama motoru Google ve NASA tarafından yapılan araştırmaya göre; Çorum’un dünya küresinin coğrafi olarak merkezi olduğunun açıklanması kentte adeta bir bayram havası yarattı..

Anlayacağınız; ilk olarak sosyal medya ağlarından yayılan haberle hepimizi okula başlayan çocuklar, duvak giyme hazırlığındaki genç kızlar gibi bir heyecan sardı..

HANİ ‘ ÖLSEM DE GAM YEMEM’ DERLER YA..

Bugünler de biz Çorumluların yaşadığı da buna benziyor..

Sonunda bugünleri gördük!

Çok şükür çok şükür.!

Sosyal medya ağlarına düşen o haberin ardından herkes de bir ‘MERKEZ’ muhabbeti başladı ki, değme gitsin..

Yeni bir gezegen bulunsa, sanırız bu kadar heyecan yaratmazdı..

Haliyle eski deyimle mevkute, yeni deyimle medya mensubu olan bizleri de; bu güzide kentin sakinleri olarak dalga dalga yayılan o heyecan sarmalı sardı dersek yanlış olmaz..

Hal böyle olunca biz medya mensupları da o haberin heyecanı ile adeta mest olduk!

Okula başlayan minikler gibi yeni arkadaş edinmenin, yepyeni bir ortama adım atmanın heyecanı içersinde gazetelerimize, ajanslarımıza ve sitelerimize haber yetiştirmeye çalışırken, meraklıların meraklarını giderecek cümleler yetiştirmeye çalışıyoruz...

Derken ilk mesaj e-postalarımıza düştü:

-Kentimizin Şehremini yani Belediye Başkanı Sayın Muzaffer Külcü’nün ‘DÜNYANIN MERKEZİ’ ilan edilen kentin merkezinde yani Saat Kulesi’nde ‘DÜNYANIN MERKEZİ’nin Belediye Başkanı olarak ilk basın açıklamasını yapacağı da duyuruldu..

Kameraların karşısına geçen Başkan Külcü’nün hayli heyecanlı olduğu da gözlerden kaçmıyordu..

İstanbul’u fetheden Fatih edasıyla konuşmasına başlayan Sayın Külcü, sonuca şaşırmadığının altını çizmeyi de ihmal etmedi..

Hayli heyecanlıydı ve bu kurmaya çalıştığı cümlelere de yansıyordu..

Nasıl heyecanlı olmasındı..

Daha düne kadar; Çorum’un ‘Hitit Uygarlığı’nın Başkenti olduğunu anlatabilmek ve  dünyaya tanıtabilmek için uğraştığı bir Anadolu kentinin belediye başkanı iken, bir anda ‘DÜNYANIN MERKEZİ’ ilan edilen bir kentin başkanı mertebesine yükselmek elbette heyecanlandıracaktı..

Neyse lafı uzatmayalım;

Sayın Külcü’nün neler söylediklerini merak edenler, yerel gazeteler ile haber sitelerinin ‘GÜNCEL’ başlıklı portallarına bakabilirler..

Ha bu arada; sosyalmedyadaki durum güncellemelerinin de ‘DÜNYANIN MERKEZİ:ÇORUM’ olarak işaretlendiğini de hatırlatmadan geçmeyelim..

***

30 YILI GERİDE BIRAKIRKEN..

16 Haziran 1986’da girdiğimiz basın sektöründe 30.yılı geride bırakmaya bir gün kala gelen haber haliyle bizi de heyecanlandırdı..

Hani biz neymişiz de haberimiz yokmuş!

Google Amca ve NASA sayesinde bunu öğrenmiş bulunuyoruz..

Her ne kadar 20 yılı aşkın süredir bir havaalanı sorununu çözümleyememiş; adeta bir yılan hikayesine dönüşen Kırkdilim Yolu’ndaki kabusu ortadan kaldıramamış olsakta, cümle alem bilmelidir ki; şu günden itibaren ÇORUM yepyeni bir yörengeye doğru yol almış dünya kentidir..

Çorum’un  ‘DÜNYANIN MERKEZİ’ olduğu gerçeğinin giderek farklı boyutlara ulaşacağını da söylemeden geçmeyelim..

Hele birkaç gün geçsin..

Haberin şokunu atlatalım, ortaya ne fikirler, ne projeler dökülecek ki..

Değme gitsin..

Hep birlikte göreceğiz..

Mesela;

Kentin girişlerine ‘DÜNYANIN MERKEZİ’ tabelalarının asılmasından tutun, ticaret erbaplarının temsilcilerinin farklı farklı projeler sunmalarına kadar akla gelmeyecek birçok gelişmelere tanık olacağımızı da belirtelim...

Haydi hayırlısı..

***

Sözü fazla uzatmadan;  daha düne kadar ‘HAVAALANI VE DEMİRYOLU ya da başka deyimle HIZLI TREN rüyası’ ile yatıp kalkan bir kentin sakinleri olarak, bir gecede kendimizi ‘DÜNYANIN MERKEZİ’nde bulmak öyle basite alınacak bir olay olmasa gerek.!

(Dünyanın Merkezi olmanın yanında havaalanı veya hızlı trenin lafı mı olur, dediğinizi duyar gibiyim)

***

Ve bugün yani 15 HAZİRAN 2016 itibariyle 14 ilçesi, 700’ü aşkın köyünde yaşayanlar olarak; hepimiz  ‘DÜNYANIN MERKEZİ’ olan bir kentin sakinleriyiz..

Ve bu olay; öyle yabana atılacak veya  görmezlikten gelinecek bir olay da  değildir..

Bana göre; çok önemli..

Önemli olduğu kadar da üzerinde titizlikle durulması, değerlendirilmesi basite alınamayacak çok önemli bir gelişmedir..

Demem odur ki;

Atomun icat edilmesi veya elektriğin bulunmasından da çok önemli bir gelişmedir ki, üzerimize düşeni fazlasıyla yerine getirme gibi bir ulvi görev ve sorumluluk yüklenmiş bulunuyor...

Ha bu arada hatırlatalım;

DÜNYANIN MERKEZİ’ olayı Türkiye sınırlarını aşıp, Uzakdoğu’ya kadar tüm dünyanın gündemine de hızla oturduğunu unutmayalım..

Aslında bu gelişme üzerine yazılacak/söylenecek/  felsefe parçalanacak o kadar çok şey var ki, zamanı gelince onları da anlatmaya çalışacağız...

Bağışlayın; heyecandan olacak; cümleler boğazımızda düğümlenmekte/ klavyede vuracağımız harfler birbirine karıştığı için meramımızı anlatmakta güçlük çekmekteyizdir..

***

Peki, ‘DÜNYANIN MERKEZİ’ olmanın yüklediği ağırlık ve sorumlulukla neler yapmalıyız?

Elbette bir şeyler yapmak zorundayız.

Hele de öyle eski ÇORUM atmosferi ile yepyeni sürece adapte olamayız..

Her şeyden önce bir şeyleri değiştirmeli/ değiştirmek için fikir teatisi yapmalıyız..

Öncelikle bir dünya kenti olmanın kültürüne/birikimine/ hoşgörüsüne sahip olmamız gerekir..

Öyle hamaset kokan cümleler kurmakla, öyle hamasi sözler sarf ederek,  DÜNYANIN MERKEZİ olun(a)maz..

Hele de ‘çok turist gelir’ diye moduna girmekle hiç olmaz..

Bel ki kağıt üzerinde olabilir, hatta bir süre bununla avunabiliriz de..

O kadar..

Bir süre sonra saman alevi gibi söner ve külünü rüzgar savurur..

Peki ne yapmalıyız?

Elbette o sürece ve  o istikamete doğru yol almak için başta kenti yönetenlere yani valisinden belediye başkanlarına kadar herkese büyük görevler düşüyor..

Ve Kentimizin Şehremini yani Belediye Başkanı Sayın Külcü’nün vakit kaybetmeden kolları sıvayıp, konunun önemine binaen çalışacağının sinyalini verdiğini de ilk günden deklare etti..

Umarız; sayın başkanın söyledikleri sözde kalmaz, gereken adımları vakit geçirmeden atar..

Ha bu arada; acizane bir istemimizi belirtmeye çalışalım:

Sayın Külcü, ‘DÜNYANIN MERKEZİ ÇORUM’un BAŞKANI olmak için, öncelikle tüm kenti kucaklayan yani 15 mahalleyi içine alan bir hizmet anlayışıyla işe başlayabilir..

Yani Yazıçarşı/Buhara’ya nasıl bakıyorsa, Kale/Yavruturna veya Nadık Semti’ne de aynı anlayışla bakabilirse, o unvanı layıkıyla hak edebileceğine inanıyorum..

(Rahmetli Öğretmen İrfan Demirezen’in damadı olarak, Sayın Külcü’nün isterse bunu başarabileceğine inanıyorum. Bu arada 1980’li yıllarda İskilip/Karaşar Köyü İlkokulu Öğretmeni iken geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitiren merhum İrfan Hocayı bir kez daha rahmetle anıyorum.)

 ***

SÖZÜN ÖZÜ:

Aslında bugün hasbelkader gazetecilikte geçirdiğim 30 yılın bir değerlendirmesini yapmayı düşünüyordum..

Ama gece yarısı Google ve NASA’dan gelen o sevindirici haber nedeniyle bu düşüncemizden feragat etmiş bulunuyoruz..

Anlayacağınız;

 ‘Tüfek icat oldu Mertlik Bozuldu’ dedikleri gibi, bir zamanların özgür/bağımsız basını da; son 14 yılda ‘Yeni Türkiye’ hayaliyle yandaş/havuzdaş falan derken giderek iyice şirazesinden çıkarıldı/ ve bozuldu..

Haliyle bizim de bu ortamda; gazetecilikte 30 yıldan söz etmemizin bir anlamı olmasa gerek..

Neyse; havayı bulandırmadan/sulandırmadan/ yaşanan ve yaşanılacak bu güzel (!) ortamı germeden; DÜNYANIN MERKEZİ olmanın heyecanı ve şevkiyle yazımızı noktalayalım..

Neyse hepimize geçmiş olsun..

Her ne kadar; ‘DÜNYANIN MERKEZİ’  olmamız bir yanlış bilgi sonucu birkaç saat sürse de, gerçek anlamda bir çok alanda dünyanın merkezi olma fırsatımızın olduğunu hatırlatalım..



1000 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

DEĞİŞİME DİRENEN(LER) HEP KAYBEDER! - 13/06/2017
Sizce değişim nedir? Değişim denilince, aklınıza bulunduğunuz durumdan farklı bir konuma yönelmek mi , yoksa başka bir deyimle 360 derece değişmek mi gelir.
TÜRKİYE'DE AYDIN OLMAK ve UĞUR MUMCU - 22/01/2017
Türkiye’de aydın olmak, hele de yazar olmak.. Daha doğrusu düşünüyor olmak çok zor ve tehlikelidir.. Hele de son günlerde nasıl zor olduğu daha net görüldü..
‘NESLİ TÜKENMİŞ KELAYNAK KUŞLARI’ GİBİYİZ! - 08/01/2017
Hasbelkader yerel ölçekte yazmaya çalışan bizim gibi yazar taifesi (onca yazarın çizerin bol olduğu bir kentte bizi de yazar takımına dahil ederlerse) olarak, doluya boşa yazarız.
YİNE FACİA..YİNE ACI VE GÖZYAŞI! - 01/12/2016
Hani bizim camiada yazı karalayanlar arasında bir genel anlayış vardır:
‘SÜTTEN ÇIKMIŞ AK KAŞIK’ DEĞİLİZ, HİÇ BİRİMİZ! - 17/11/2016
Sizce, insan kendi kendini aldatabilir mi? Zaman zaman kendi iç dünyamda bir yolculuğa çıkar, adeta kendimi bir savcı titizliğiyle sorgulamaya, yargılamaya çalışır ve kendime hep bu soruyu sorarım.
HAYATIMIZ OLDU TELE-VOLE! - 16/11/2016
Son yıllarda özellikle de özel televizyonların hayatımıza girmesiyle birlikte adeta ‘televole toplumu’ olduğumuz gerçeğini görmezden gelemeyiz.
SAHİ, HAYATIN RENGİ VAR MIDIR? - 15/11/2016
Neyse konuyu iyice dağıtmadan, saadete yani asıl konumuza gelelim. Biliyorum, havaların hayli soğuyacağı ve giderek de çekilmez bir hal alan şu günlerde böyle sıkıcı konular da çekilmez ya!..
36 YILDÖNÜMÜNDE BİR '12 EYLÜL' ANISI... - 12/09/2016
36 YILDÖNÜMÜNDE BİR 12 EYLÜL ANISI... Bugün 12 Eylül.. Binlerce yurdum insanının zindanlara doldurulduğu, onlarca hatta yüzlerce insanımızın işkencelerle öldürüldüğü, henüz 17 yaşında olan Erdal Eren’in yaşı büyütülerek darağacına çekildiği,...
ORTADOĞU'DA KUYUYA TAŞI KİM ATMIŞTI? - 10/07/2016
Son günlerde sınır komşumuz, (hoş, iktidarın dış politikası sonucu ortada komşumuz diyebileceğimiz bir ülkede kalmadı ya) Suriye ve Irak’taki sıcak gelişmeler nedeniyle hızla büyük bir karamsarlık dehlizine doğru sürüklendik/sürükleniyoruz.
 Devamı

BİR KİTAP

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI