Alevi Bektaşi Federasyonu’nun (ABF) İstanbul’da verdiği yemek çok sayıda davetlinin katılımıyla gerçekleştirildi.
GECEDE ‘ALEVİ YOL’
Alevi Bektaşi Federasyonu’nun (ABF) Ankara Çankaya Belediyesi tarafından verilen arsada genel merkez binası yapımı için düzenlediği dayanışma yemeğine ABF bileşenleri Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD), Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV) Genel Merkez yöneticileri ve şube temsilcileri, Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği yönetimi, Garipdede Dergahı yönetimi, Demokratik Alevi Derneği (DAD) temsilcileri, HDP Milletvekilleri Ayhan Bilgen, HDK Eş Sözcüsü Onur Hamzaoğlu, HDP Milletvekili Müslüm Doğan, CHP Milletvekilleri Mehmet Tüm, Veli Ağbaba, Engin Altaylı katıldı. Gecede Alevi Bektaşi İnanç Kurulu Başkan Yardımcısı Nurettin Aksoy lokma duasını verdi. Gecenin düzenlendiği salona “Aleviler Vardır, Alevilik haktır” pankartı asıldı ve Pir Sultan Abdal, Hacı Bektaş Veli ve Hz. Ali’nin temsili fotoğrafları asıldı. Gece Alevi Bektaşi Federsyonu Kuruluşunu ve son iki yılki çalışmlarını anlatan slayt gösterimi yapıldı. Birsen Çolak Kıratlı’nın sunumunu yaptığı gecede Alevi yol mücadelesinde serini veren bütün Alevi uluları önderleri için 1 dakikalık saygı duruşu yapıldı. İlk olarak sanatçı Zeynep Karababa sahneye çıkarak türkülerini seslendirdi. Zeynep Karababa’nın ardından konuşan yapan ABF Genel Başkanı Muhittin Yıldız, 15 Kasım 1937 yılında Elazığ Buğday Meydanı’nda idam edilen Seyit Rıza ve arkadaşlarını andı. Alevilerin her zaman barışın, dostluğun sesi olduklarına vurgu yapan Yıldız, “Bizim için her zalim Yezit’tir, baskıya, zulme karşı direnen herkes Hüseyin’dir. Zulmün akıttığı, gözyaşının olduğu her yer Kerbeladır” şeklinde konuştu. Cumhuriyet tarihi boyunca yaşanan Alevi katliamlarına değinen Yıldız, “Cemevemizin avlusunda Uğur Kurt’u, 14’ündeki Berkin Elvan’ı, evinde ailesinin gözü önünde katledilen Dilek Doğan’ı unutmadık” diyerek şöyle devam etti: Yavrusunun parçalarını eteğinde toplayan anaları, yaşından fazla kurşunla katledilmiş çocukları, çocuğunun ölü bedenini, buzdolabında saklamak zorunda bırakılan anaları, katırlar üzerinde taşınan çocuk bedenlerini, çocuklarının kokusunun izini, rüzgârda arayan, cumartesi analarına, kindarların kirli amelleriyle Hakk’a Sırlanan Hatun Anamızın topraksız bırakılmasına tanıklık ettik.”
Bu coğrafyada hükümetler değişse de Alevilere yönelik asimilasyon politikalarının değişmediğine dikkat çeken Yıldız, okullarda Alevi çocuklarına zorla Sünni ibadet esaslarının öğretildiğini, yapboz ile oyna gibi çocukların geleceğiyle oynandığını belirtti. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL ile parlamentonun işlevini kaybettiğini, tüm demokratik talep ve hakların yok edildiğini kaydeden Yıldız, muhalif medyanın KHK’lerle susturulduğunu ve bu süreçte CHP’nin Adalet Yürüyüşü ve HDP’nin başlattığı Vicdan ve Adalet Nöbeti’ne ABF olarak destek verdiklerini, demokratik hak mücadelesi yürütenlerin her zaman yanında olacaklarını vurguladı. EĞİTİM MÜFREDATI Eğitim müfredatına değinen Yıldız konuşmasına şöyle devam etti: “Çocuklarımızın bugün ve yarına yönelik kaygıları giderek artmaktadır. Hurafelerle dolu, akıl ve bilimdışı öğretim programları, okullarda her alana yayılmaktadır. Öğretim programlarını ve ders kitaplarını cihat, şeriat gibi kavramların değil; demokrasi, laiklik, eşitlik, özgürlük vb. kavramların olduğu bir içerikte olmalıdır. Toplumların bir arada yaşamasını sağlayacak zihniyetin oluşacağı, barış ilkelerinin müfredata hâkim olması gerekirken, ırkçı, kindar, katliamcı bir eğitim sistemi çocuklarımıza dayatılmaktadır. Geçmişte egemen güçler tarafından geliştirilen, yeşil kuşak projesiyle Afganistan’da Taliban yetiştirildi. Yani bu talebeler El kaide, El Nusra, İŞİD olup dünyayı kana buladılar. Bugün bu iktidarın hazırladığı, eğitim müfredatından yetişen çocuklardan da, Cihata yeltenecek militanlar çıkmasından ciddi kaygılarımız vardır.” 'HUKUK DEVLETİ YERİNE KHK SİSTEMİ' AKP’nin OHAL’i fırsat bilerek anayasayı devre dışı bırakarak bir hukuk devleti yerine KHK sistemi yarattığını ifade eden Yıldız, “Yeni yaratılan bu sistemde ise tüm muhalif kesimler, başta Aleviler olmak üzere, Kürtler, emekçiler, sol, sosyalist kesimler işinde edilerek açlığa mahkum bırakılmış ve bu da yetmezmiş gibi hukuksuz yargılamalarla zindanlara atılmışlardır. Halkın iradesi ile seçilen Milletvekilleri ve belediye başkanları tutuklanmıştır. Aydınlar, akademisyenler ve kamu çalışanları işinden edilmiş ve tutuklanmışlardır” şeklinde konuştu. 'DİKTATÖRLÜK SİSTEMİ KADINA YÖNELİK ŞİDDETİ TIRMANDIRIYOR' “Alevilerin lokmaları ile kurulan televizyonlar, gazeteler başta olmak üzere tüm muhalif basın kapatıldı ya da susturuldu.” Diyen Yıldız, yaratılmak istenen sistemin diktatörlük sistemi olduğunu, kurulmak istenen devlet modeli ile kadınların toplumsal alanlardan uzaklaştırılarak ev köleliğine mahkum edildiğini ve kadına yönelik şiddetin tırmandırıldığını belirterek şöyle devam etti: “Oysaki, biz Alevilerin geçmiş tarihinde; Fatma Ana, Zeynep Ana, Kadıncık Ana, Bibi Hatun gibi analarımızın toplumsal alanların her aşamasında eşit, özgür ve karar durumlarında söz sahibi olduklarını biliriz.” KHK’lerle işlerinden atılanların birçoğunun Alevi olduğunu belirten Yıldız, Türkiye’nin laik, demokratik bir anayasaya ihtiyacı olduğunu vurguladı. 'ALEVİLER VARDIR, ALEVİLİK HAKTIR' Yıldız sözlerini şöyle sürdürdü: “Devlet inançlardan, dinlerden, dillerden, kültürlerden elini çekmelidir. Dinlerin, dillerin, kültürlerin özgünlüğünü bozmadan, özgür bırakılması gerektiğini savunuyoruz. Yaşadığımız bütün bu eksiklik ve problemlerde biz Alevi kurumlarımızın da payının olduğunu görüyoruz ve biliyoruz. Biz Aleviler 2019 seçimlerine gidilirken parlamento ve halkın iradesini ret eden bir sistemi kabul etmeyeceğimizi bilinmesini isteriz. Konuşmanın ardından dayanışma yemeği Grup Abdal’ın dinletisi ile devam etti. (PİRHA.NET)
|
582 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |