BASK İl Temsilcisi Hayati Çam, memurlara verilen Ocak ve Temmuz artışlarının, kış gelmeden Ekim ayı enflasyonunu ile eridiğine dikkat çekti:
KIŞ GELMEDEN ENFLASYON MEMURLARI DONDURDU
BASK Çorum İl Temsilcisi Hayati ÇAM, basın açıklamasında şöyle dedi: “TÜİK tarafından açıklanan rakamlara göre Ekim ayı tüketici enflasyonu (TÜFE) bir önceki aya göre % 2,08, Aralık ayına göre ise % 9,52 oranında artmıştır. Anlaşılıyor ki; 2017 yılının ilk on ayında, memur ve emeklilerinin aylıklarındaki enflasyon kayıpları yükselmeye devam edecek ve telafisi mümkün olmayacaktır.. Ocak ve Temmuz aylarında memurlara verilen artışlar kümülatif toplam kayıpları karşılamaktan uzak olup yılbaşına 2 ay kala memur ve emeklileri cepten yemeye devam edecektir. MEMURLAR ENFLASYON KAYIPLARINI TELAFİ EDEMİYOR. TÜFE oranlarına ilişkin TÜİK açıklamaları, memurlar ve emeklileri için kayıpların ne kadar daha yükseldiğinin korkuyla takip edildiği basın bültenleri haline gelmiştir. BASK/AR-GE Birimi tarafından yapılan araştırmaya göre; TÜİK’in açıkladığı Ekim ayı enflasyon oranı açısından evli, iki çocuklu (1’i 6 yaşından küçük), eşi çalışmayan memurlar üzerinden değerlendirildiğinde durumun özeti şudur: 2017 yılının ilk 6 ayını 291,76 TL kayıpla kapatan 12/1 derece ve kadrodaki bir hizmetli, aylığında Temmuz ayında 172,58 TL artış yapılmış olmasına rağmen ilk altı aydaki kaybını karşılayamadığı gibi, ikinci altı aydaki enflasyon kayıpları ile birlikte 2017 yılının ilk 10 ayındaki net kaybı 213,60 TL’ye ulaşmıştır. Aynı şekilde 9/1 derece ve kadrodaki bir memur Temmuz ayında 178 TL artış almış iken, 2017 yılının ilk 10 ayındaki net kaybı 235,06 TL’ye ulaşmıştır. 7/1 derece ve kadrodaki bir öğretmen Temmuz ayında 201 TL artış almış iken, 2017 yılının ilk 10 ayındaki net kaybı 255,44 TL’ye ulaşmıştır. 8/3 derece ve kadrodaki bir pratisyen doktor Temmuz ayında 277 TL artış almış iken, 2017 yılının ilk 10 ayındaki net kaybı 353,26 TL’ye ulaşmıştır. 12/3 derece ve kadrodaki bir hemşire Temmuz ayında 196 TL artış almış iken, 2017 yılının ilk 10 ayındaki net kaybı 249,83 TL’ye ulaşmıştır. 1/4 derece ve kadrodaki bir mühendis (büro) Temmuz ayında 305 TL artış almış iken, 2017 yılının ilk 10 ayındaki net kaybı 358,76 TL’ye ulaşmıştır. Üreticinin ve tüketicinin onca feryadına rağmen, tarladan pazara intikal eden ürünlerin fiyatlarında bir türlü önlenemeyen geometrik artışlar, vatandaşların dengesini bozmaktadır. 2017 YILI MEMURLAR İÇİN KAYIP YIL Ağustos ayında iktidar ile Memur-Sen imzalanan 4. Dönem (2018-2019) Toplu Söy(z)leşmede, geçmiş kayıpların karşılanması yer almamaktadır. 2017 yılında aynı hükümet ve aynı Bakanlık ile 50 gün arayla kamu işçileri ve memurlar adına imzalanan toplu sözleşme metinleri arasındaki farklılık ve memurların aleyhine açılmaya devam eden makas rahatsız edici boyutlara ulaşmıştır. Nitekim; 28 Ekim 2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 2018 Yılı Programı’nın 133. sayfasında; 2017 yılında ortalama net memur maaşlarının nominal % 9,3 artarken, ortalama kamu işçi ücretlerinin % 15,2 arttığı belirtilmektedir. 2017 yılının ikinci yarısında; en düşük memur aylığı’nın 2.399 TL, en düşük kamu işçisi aylık 2.600 TL olması, sadece sendikalık farkı ile izah edilemez. Yetkili sendikaların örgütlü ihanetinin payını küçümsememek gerekir. Yasalara ve Anayasanın eşitlik ilkesine rağmen ikramiye hakkı ödenmeyen memurlar, kime hizmet ettiği anlaşılmayan yetkili sendikaların “toplu peşkeş”inin bedelini ödemektedir.
KAYIPLAR ARTACAK % 15’lik vergi diliminden % 20’lik vergi dilimine geçilmesi nedeniyle Mart ayından itibaren başlayan ve yıl sonuna doğru asgari ücretliler dahil tüm çalışanları kapsayan vergi dilimi kayıpları, kamuoyu önünde verilen onca söze rağmen yetkili sendikalarca toplu pazarlık masasına getirilememiştir. 2018 Yılı Bütçe Kanunu ve diğer mali uygulamalar çerçevesinde başta MTV olmak üzere diğer vergilerde yeniden değerlenme oranının çok üzerinde artış yapılacağı ve bu şekilde bütçe açığının finanse edileceği ve bu finansmanın başta memurlar olmak üzere kayıt dışı işlemi ve ücretinden başka geliri olmayanların sırtından karşılanacağı açıktır. Hükümetin ,% 40’ları aşan kayıt dışı ekonomiyi kayıt altına almak yerine, “vurun abalıya” misali, zaten kayıt altında olup kıpırdama imkanı olmayanların nefeslerini kesmeye yönelik tedbir ve artışlara yönelmesi ürkütücüdür. Memur ve emeklileri başta olmak üzere çalışanların, kazanılmış haklarının budanması için yeni düzenlemelerin yapılacağı zor bir dönemece girmek üzereyiz. Bir kez daha; emek örgütlerini, hısımlıkları ve hasımlıkları bir kenara bırakarak kazanılmış hakların korunması için verilecek mücadeleye hazırlıklı olmaya çağırıyorum.” |
464 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |