• https://www.facebook.com/bsgmedya@hotmail.com
  • https://www.twitter.com/bsgmedya@hotmail.com

NÖBETÇİ ECZANELER
ULUSAL GAZETELER

Memur-Sen İl Temsilcisi Ahmet Saatcı, emek örgütü konumunu kamplaşma ve çekişme mevziisi yapmaya odaklanmış ideolojik sendikacılığa hiç itibar etmediklerini söyledi

'HAKKIMIZ OLANI ALACAĞIZ'


24 Nisan 2017

Memur-Sen İl Temsilcisi ve Sağlık-Sen Çorum Şube Başkanı Ahmet Saatcı, Memur-Sen olarak 1 Mayıs’ı; örgütlü gücünü çatışma cephesi, emek örgütü konumunu kamplaşma ve çekişme mevziisi yapmaya odaklanmış ideolojik sendikacılığa hiç itibar etmediklerini söyledi.

“Toplumsal farkındalık üretmeye dönük söylemlerde ve eylemlerde; ötekileştirmeye, diğerini yok etmeye, kendisinden olmayana zarar vermeye, yakmaya, yıkmaya, hayatın olağan akışını tarumar etmeye ne tevessül ne teşebbüs ettik” diyen Saatcı, açıklamasında şunları ifade etti:

“Erdemli sendikacılığın, hizmet sendikacılığının, akademik sendikacılığın, kucaklayıcı, toplumsal ilgiyi ve desteği artırıcı sendikacılığın hakkını vermek noktasında azim ve kararlılık ortaya koyduk. Bunda da başarılı olduk. Sadece kamu görevlileri değil toplumun farklı kesimlerinde, farklı mecralarında konumlanan kişiler, kuruluşlar, sivil toplum örgütlerinin katkı ve katılım sağladığı etkinlik ve eylemlerimiz, bunu doğruluyor. Toplu görüşme süreçlerinden, toplu sözleşme masasına, pazarlık süreçlerinden, diğer bütün hak arama, hakları koruma ve hakları genişletme, yasakları sona erdirme kapsamındaki her kulvarda her zeminde Memur-Sen, farkını hissettirmiş, Memur-Sen’in farklılığı tescillenmiştir. ‘Hak aramayı’, ‘Kamu görevlileri için daha çok kazanmayı’, ‘Emeğin değerini artırmayı’, ‘Yasakları bitirmeyi’, ‘Demokratik hakları genişletmeyi’ esas alan cümlelerin, söylemlerin, eylemlerin doğal ve mutlak öznesi sendikacılık alanında Memur-Sen olmuştur. Memur-Sen’i aynı kulvardaki diğer konfederasyonlardan ayıran bu özelliklerinin belirgin şekilde ortaya çıktığı zeminlerden biri de hiç kuşkusuz; 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününe yüklediği anlam, kutlamalar için tercih ettiği şehirler, mekânlar ve temalar. Bu anlamda, 1 Mayıs’ı Taksimi kutsama ayinine dönüştürenlerin,  evlerinde genel merkezlerinde geçirenlerin aksine Memur-Sen, her yıl farklı bir şehirde farklı bir temayla emeğin dayanışmasına dönük hassasiyetini ortaya koymuştur.

Bu yılda, emek örgütü kimliğimize bakan yönüyle tarihteki ilk toplu sözleşmenin imzalandığı, milli ve yerli duruşumuz yönüyle milletimizin diriliş çağrısının ilk yankılandığı Kütahya’da olacağız. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü, Kütahya’da Zafer Meydan’ın da kutlayacağız. Kütahya, emek tarafıyla ilk toplu sözleşmenin, mali haklara, çalışma şartlarına, sosyal haklara dair bizim medeniyetimizin idrakinden ve kaleminden çıkan ilk toplu sözleşmeye ev sahipliği yapmış bir zemin.  Türkiye’nin siyasal sisteminin değişimine karar veren milletimizle birlikte; yeni dönemin sorumluluklarını, beklentilerimizi, güven ve istikrar noktasında yapılması gerekenleri, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini kurarken korumamız gereken yanları, terk edilmesi gereken alışkanlıkları, ikincil mevzuat noktasındaki tekliflerimizi genel hatlarıyla ortaya koyacağız. En fazla üyeye sahip olması dolayısıyla Türk-İş, 1952'den bugüne kadar ILO'nun Uluslararası Çalışma Konferansı'nda Türkiye'nin emek kesimini temsil ediyordu. Üye sayısı bakımında Türk-İş'i geçtiğimiz için haziranda Cenevre'de yapılacak 106'ncı Uluslararası Çalışma Konferansı'nda ülkemizin emek kesimi delegeliğini Memur-Sen olarak biz temsil edeceğiz.

1 Ağustos’ta başlayacak 4. dönem toplu sözleşme için, teşkilatlarımız, sendikalarımızın ve konfederasyonumuz şimdiden sahadan-masaya, üyeden-genel merkeze anlayışıyla tekliflerin alt yapısını oluşturacak talepleri, beklentileri, şikâyet ve sitemleri toplamaya başladı. Beklentilerin ve taleplerin farkındayız. Sorunlu alanlara, mağduriyet oluşturan konulara dair hazırlıklarımızı bir önceki toplu sözleşmeden bugüne devam ettiriyoruz. Bu yıl ki toplu sözleşmede Kamu İşveren Heyeti; masaya getireceği tekliflerle, oranlarla, daha fazla mali ve sosyal haklar, çalışma şartlarına ve özlük haklarına ilişkin beklentileri karşılayacak açılımlarla Türkiye’de vesayetin bittiğini, parlamenter sistemin ürettiği ekonomik krizlerin, terör ve ihanet çevrelerinin ürettiği ekonomik maliyetin sona erdiğini ispatlamalı. Yeni sistemin, yeni dönemin müjdesini, istikrar ve güven söyleminin pratik zeminini masaya taşıyacağı tekliflerle netleştirmeli. Bütçe imkânları, mali disiplin gibi vesayet döneminin, parlamenter sistemin defolu yönelimlerinin esaretinden kurtulduğunu hissettirmeli.

4. Dönem Toplu Sözleşme masasına Memur-sen olarak taşıyacağımız teklifler, tartışıp pazarlık yapacağımız hususlar, pastadan pay kapma değil emeğin ürettiğinden, Türkiye’nin büyümesinden hakkımızı alma odaklı olacaktır. Hakkımız olanı almaktan imtina etmeyeceğimizi, hakkımız olmayanı almaya tevessül etmeyeceğimizi bir kez daha göstereceğiz. En çok bize verilsin, sadece bize pay aktarılsın gibi bir bencilliğin de, biz fedakârlık yapalım, bize gerek yok gibi bir teslimiyetçiliğin de Memur-Sen’in kitabında yeri olmaz. Büyüyen Türkiye’nin ortağı olmaktan onur duyarız, Türkiye’nin büyümesinden payımızı almaktan da geri durmayız.  4. Dönem Toplu Sözleşme Masası’nın kurulması ve sağlıklı bir toplu pazarlık sürecinin oluşması için şimdiden bir hatırlatmayı, bir uyarıyı yapmakta fayda görüyorum. 1 Ağustos’ta Kamu İşveren Heyeti ile masaya oturduğumuzda, 3.Dönem Toplu Sözleşmesinin çalışma konularının tamamının çözüme kavuşturulmuş, kesin hüküm içerenlerinin ise kazanıma dönüşmüş olması gerekiyor. Nasıl ki, 16 Nisan’da Türkiye vesayetin anayasal kodlarından ve kurumlarından kurtuluş iradesini ortaya koydu Kamu İşvereni’de 4.Dönem Toplu Sözleşmesi öncesinde, 3.Dönem Toplu Sözleşmesinin hükümlerini bütünüyle yerine getirmiş olarak masaya gelmeli,  tarihi açıkça belirtilmiş olan konuları da ilgili tarihten geçerli olacak şekilde yürürlüğe koymuş olmanın huzuruyla masada yerini almalı.”



348 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

BİR KİTAP

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI