KESK Çorum Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Öztürk, kamuda yürütülen darbe soruşturmalarında açığa alınmalarla ilgili önemli uyarılarda bulundu:

 ‘TEK BİR KİŞİ BİLE
MAĞDUR EDİLMEMELİ’

KESK Çorum Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü ve Eğitim Sen Çorum Şube Başkanı Mehmet Öztürk, kamuda yürütülen darbe soruşturmalarında açığa alınanların, hangi siyasi görüşten olduğuna, hangi sendikaya üye olup olmadığına bakılmaksızın, mutlaka hukuk kuralları içinde ve büyük bir titizlikle yapılmasını ve tek bir kişinin bile mağdur edilmemesini istedi.

Eğitim Sen İl Binası'nda düzenlenen ve KESK’e bağlı sendikalarının temsilcilerinin de hazır bulunduğu basın toplantısında açıklamalarda bulunan Mehmet Öztürk, 'Kurunun yanında yaş, suçlunun yanında suçsuz yanmamalıdır. Sendika olarak az sayıda da olsa açığa alınan, ihraç edilen üyelerimizin yanındayız. Üyelerimizin görevlerine geri dönmesi için Eğitim Sen Genel Merkezi Milli Eğitim Bakanlığı nezdinde girişimlerini sürdürmektedir' dedi.

Darbe girişiminin üzerinden 1,5 ay gibi kısa bir süre geçmiş olmasına rağmen, tüm kamuda tarihin en kitlesel tasfiyesi gerçekleştirildiğine dikkat çeken KESK Dönem Sözcüsü ve Eğitim Sen Şube Başkanı Öztürk, açıklamasını şöyle sürdürdü:

‘15 Temmuz darbe girişimi sonrasında kamuda başlatılan ve darbecilere yönelik soruşturmalarla kitlesel açığa almalar yaşanmıştır.

Eğitim Sen, kamuda yürütülen darbe soruşturmalarında açığa alınanların, hangi siyasi görüşten olduğuna, hangi sendikaya üye olup olmadığına bakılmaksızın, mutlaka hukuk kuralları içinde ve büyük bir titizlikle yapılmasını, tek bir kişinin bile mağdur edilmemesi gerektiğini vurgulamıştır.

1 Eylül gece yarısı, OHAL kapsamında yayınlanan 672 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile 28 bin 163’ü MEB, 2.346 YÖK kapsamında olmak üzere, toplamda 50.875 kamu personeli kamu görevinden ihraç edilmiştir. Darbe girişiminin üzerinden 1,5 ay gibi kısa bir süre geçmiş olmasına rağmen, tüm kamuda tarihin en kitlesel tasfiyesi gerçekleştirilmiştir.

672 sayılı KHK ile ihraç edilenler arasında, “Artık kimsenin ölmesini istemiyoruz” diyen Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi’nin, 15 Temmuz darbe girişimi karşısında net bir tutum alan Eğitim Sen üye ve yöneticilerinin de yer alması, sürecin hükümet tarafından kendileri gibi düşünmeyenleri de hedef alacak şekilde değerlendirildiğini göstermektedir.

Bugüne kadar farklı şehirlerde üyelerimize yönelik tüm hukuk dışı girişimlerde olduğu gibi, bugün de hukuksuz bir şekilde ihraç edilen üyelerimizin hakkını sonuna kadar savunacağımız bilinmelidir.

‘HAKSIZLIĞIN KARŞISINDA,
ADALETİN YANINDA DURACAĞIZ’

Bugüne kadar hiçbir Eğitim Sen üyesi, iktidarın baskı ve sindirme politikaları karşısında diz çökmemiştir. Haksızlık ve hukuksuzluk karşısında hukuksal ve örgütsel mücadeleden geri durmayacağımız bilinmelidir.

Kamuoyu, Eğitim Sen’i de gayet iyi tanımakta, hak ve özgürlükler konusundaki kararlı ve onurlu duruşunu çok iyi bilmektedir. Tarihsel süreçte sendikal anlayışımızın darbeler ve darbeciler karşısında net bir tutum aldığı örneklerle doludur.

12 Mart1971’de TÖS ile12 Eylül 1980’de Töb Der ile ve 28 Şubat 1997’de ve 15 Temmuz 2016 darbe girişiminde Eğitim Sen ve KESK ile demokrasinin yanında olduğumuz net bir şekilde görülmüştür.

Kurunun yanında yaş, suçlunun yanında suçsuz yanmamalıdır. Sendika olarak az sayıda da olsa açığa alınan, ihraç edilen üyelerimizin yanındayız Üyelerimizin görevlerine geri dönmesi için Eğitim Sen Genel merkezi Milli Eğitim Bakanlığı nezdinde girişimlerini sürdürmektedir. Kamuoyunun bilgisine sunulur.’

Yorumlar