• https://www.facebook.com/bsgmedya@hotmail.com
  • https://www.twitter.com/bsgmedya@hotmail.com

NÖBETÇİ ECZANELER
ULUSAL GAZETELER

Çağdaş Gazeteciler Derneğinin açıkladığı Nisan-Haziran 2015 Medya Raporu, son üç ayda basın emekçilerinin karşı karşıya kaldığı baskıyı ve basın üzerinden yürütülen iktidar kavgasını özetliyor

GAZETECİYE BASKI-SANSÜR SÜRÜYOR !


Çağdaş Gazeteciler Derneğinin açıkladığı Nisan-Haziran 2015 Medya Raporu, son üç ayda basın emekçilerinin karşı karşıya kaldığı baskıyı ve basın üzerinden yürütülen iktidar kavgasını özetliyor

Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), Sansür ve Baskı, Basın Üzerinden İktidar Kavgaları, İşten Çıkarmalar ve Verilmeyen Haklar ile Uluslararası Tespitler ve Gelişmeler başlıklarından oluşan 2015 Nisan-Haziran Medya Raporunu kamuoyuyla paylaştı. Basın emekçilerine, yaptıkları haberlerden dolayı açılan soruşturma ve davaların damga vurduğu dönem raporunu, Mülkiyeliler Birliğindeki toplantıda açıklayan ÇGD yöneticileri, basın toplantısına katılmayan, daha önceki dönem raporlarını da haber yapmayan Anadolu Ajansı ile TRT’yi de eleştirdi. Her iki kurumun da kamu kaynaklarıyla, yani yurttaşların vergileriyle ayakta kalan kuruluşlar olduğunu, dolayısıyla kamusal habercilik anlayışı benimsemesi gerektiğini vurgulayan ÇGD yöneticileri, “Milletin Sarayı” olduğu söylenen Cumhurbaşkanlığı Beştepe Kampüsüne gazetecilerin akreditasyonla götürülüp gezdirilmesi hadisesinin de bir sonraki rapora yansıyacağını duyurdu.

CENAZE AKREDİTASYONU RAPORDA
Raporun Sansür ve Baskı anabaşlığına, iktidara eleştirel yaklaşan basın kuruluşları ve gazetecilerin karşılaştıkları damga vurdu. Çağlayan Adliyesindeki rehine krizinin yapılan baskında 3 ölümle sonuçlanmasının ardından, rehin alınan savcının fotoğraflarını basan gazetecileri önce Cumhurbaşkanı Erdoğan tehdit etti, sonrasındaysa bu gazeteler hakkında terör örgütü propagandası iddiasıyla soruşturma başlatıldı. Arzu edilmeyen basın kurumlarının temsilcileri Savcı Kiraz’ın cenazesine, hükümet talimatıyla uygulanan akreditasyon yoluyla alınmadı. Pek çok televizyon ve gazete çalışanı, olayla ilgili paylaşımları ve aktardıkları haberlerden ötürü hedef gösterildi veya soruşturmaya uğradı.

BASINA IŞİD YASAKLARI
Cumhuriyet Gazetesinde 29 Mayıs tarihinden sonra yer alan MİT Tırları haberleri internet üzerinden yayın yasakları ile Erdoğan ve Davutoğlu ağzından tehditlerle karşılaşırken, Erdoğan’ın “Bedelini ağır ödeyecek” dediği Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar hakkında soruşturma başlatıldı; Dündar’ın 2 defa ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi. Aynı dönemde, köşelerinde Charlie Hebdo’nun uğradığı saldırının ardından bastığı ilk kapağı yayımlayan Cumhuriyet Gazetesi yazarları Hikmet Çetinkaya ve Ceyda Karan’ın dini değerleri aşağılamak iddiasıyla 4 buçuk yıl hapisle cezalandırılması istendi. Yine IŞİD’le ilgili bir başka olay da Urfa’da yaşandı. Evrensel muhabiri Hasan Akbaş, Cumhuriyet yazarı Pınar Öğünç ve Die Welt muhabiri Deniz Yücel, basınla görüşen Urfa Valisi İzzettin Küçük’e yönelttikleri sorular “beğenilmeyince,” Vali talimatıyla gözaltına alındı.

ERDOĞAN'IN DÜNYAYLA SAVAŞI
Seçim sürecindeyse Erdoğan’ın miting meydanlarında çeşitli gazetecileri ve yayın gruplarını yuhalattığı görüldü. Doğan Medya Grubuyla mitingler üzerinden kavgaya tutuşan Erdoğan, The New York Times Gazetesine, “Ücretli şarlatanlar” sözüyle yüklendi. Erdoğan bir mitingde de The Guardian hakkında, “Sen kimsin ya, sen kimsin terbiyesiz” diye konuştu.

BİRGÜN'DEN 4 İSİM RAPORDA
Ankara Sincan Cezaevinde tutuklu babası Sarp Kuray’ı ziyarete giden BirGün ve ANF muhabiri Zeynep Kuray gözaltına alındı. Bir başka BirGün muhabiri Ömür Şahin Keyif, Yıldırım Mayruk ve Barbaros Şansal’la yaptığı görüşme üzerinden yaptığı haber sebebiyle, Emine Erdoğan’ın açtığı hakaret davasıyla karşılaştı. BirGün Yazı İşleri Müdürü Barış İnce ise BirGün Gazetesindeki “Ceplerine duble yol yapmışlar” manşeti yüzünden yargılandığı davada, Bilal Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle 10 bin 620 TL tazminata mahkum edildi. Barış İnce, yargılandığı bir davadaki akrostişli savunması üzerine açılan ikincil davada da hakim karşısına çıktı. BirGün muhabiri Onur Erem hakkında, Google’ın otomatik tamamlama özelliği uyarınca, arama motorunda “hırsız” kelimesi yazıldığında, “Hırsız Katil Erdoğan” sonucunun önerildiği haberi yüzünden, Cumhurbaşkanına hakaret iddiasıyla soruşturma başlatıldı.

MEDYA ÜZERİNDEN MANİPÜLASYON
ÇGD’nin raporuna göre, Nisan-Haziran döneminde genel seçimlerin de etkisiyle basın üzerinden yürütülen iktidar kavgaları ve manipülasyonlar da dikkati çekti. Yeni Şafak’ın “Atatürk’ün zehirlenmesi” konusunda açıkladığı tarihi belgelerdeki tutarsızlıklar, TRT’nin HDP Erzurum mitingi öncesi gerçekleştirilen saldırıyı “Terör örgütü propagandasına sert tepki” biçiminde haberleştirmesi ile Akşam ve Star gazetelerinin sahibi Ethem Sancak’ın “Erdoğan’a anam, babam, eşim, çocuklarım feda olsun” açıklaması raporda yer buldu.

İŞTEN ÇIKARMALAR SÜRDÜ
Nisan-Haziran döneminde medyada işten çıkarmalar da devam etti. Ekonomik sorunlar yaşayan Yurt Gazetesinde 4 aydır maaş alamayan 10 emekçi işinden ayrılmak zorunda kaldı. Kanal A’da 60 kişi işten çıkarıldı. TVEM’deyse 3 basın emekçisinin işlerine son verildi. Milat Gazetesinde yazan Mustafa Kılıç’ın Akşam’da politika editörü olarak başladığı göreviyse, Kılıç’ın AKP’nin yolsuzuklarıyla ilgili attığı tweet’lerin fark edilmesiyle yalnızca bir gün sürdü. (BirGün Ankara)



340 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

BİR KİTAP

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI