2-3 Nisan tarihlerinde Çorum Barosu evsahipliğinde Anitta Otel'de gerçekleştirilen 6. Karadeniz Bölgesi Baro Başkanları Toplantısı'nın sonuç bildirgesi açıklandı'TERÖR KONUSUNDA CİDDİ DERECEDE ENDİŞELİYİZ' Karadeniz Bölgesi Baro Başkanları, yaptıkları ortak açıklamada, “Ülkemizin güvenliği ve huzuru ile ilgili ciddi sıkıntı ve endişelerimizin olduğu bir dönemde Yeni Anayasa konusunu zamanlama açısından doğru bulmuyoruz” dediler.. Sonuç bildirgesinde; ‘Hepimizi derinden üzen ve gündemimizi işgal eden küçüklere karşı cinsel taciz eylemlerinin sadece adli önlemlerle sonlandırılamayacağı konunun ahlaki, dini, eğitsel, sosyolojik ve ekonomik boyutları irdelenmeksizin çözülemeyeceği, devletin bu konuda adeta seferberlik ilan ederek bütün paydaşları da çözüme katarak bu insanlık dışı problemi ivedilikle çözme sorumluluğu bulunmaktadır.’ denilirken, son günlerde ülkemizde meydana gelen terör olayları karşısında avukatlar ve barolar olarak yoğun üzüntü ve endişe taşıdıkları da vurgulandı. Karadeniz Bölge Baro Başkanları’nın katıldığını ifade ederek sonuç bildirgesini açıkladı. toplantının sonuç bildirgesinden önce çıkan konular şu şekilde sıralandı: ‘Millet olma bilincini ve ruhunu tekrar tazeleyerek insan hakları, hukukun üstünlüğü demokrasi ve adalet paydasında kucaklaşmaya her zamandan fazla ihtiyaç duymaktayız. Özellikle ülkemizin bölünmez bütünlüğüne, toplumuzun etnik ve kültürel yapısına yönelik olduğu kadar onlarca insanımızın, gençlerimiz ve güvenlik görevlilerimizin canına kast eden terör olayları karşısında birlikte tavır ve ortak duruş sergilemenin her zamandan daha çok gerekli olduğuna inancımızı bir kez daha dile getirmekteyiz. Bu kavganın bir hak arama kavgası değil bilakis Anadolu toprağına çökme ve bu coğrafyada birlikte yaşama irademizi ortadan kaldırma kavgası olduğunu bir kez daha hatırlatır bu uğurda can veren aziz şehitlerimizi rahmet,minnet ve saygıyla anmayı görev addederiz. Terörle mücadele kapsamında idari, hukuki ve siyasi sorumluluk sahibi kişi ve kurumların sorumlulukların gereğini demokratik hukuk devleti kuralları çerçevesinde yerine getirmeleri ve toplum olarak hakkımız olan güven ,esenlik ve iç barış ortamının ivedilikle tesis edilmesini bir vatandaşlık hakkı olarak talep etmekteyiz. ‘SIKINTILI BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ’ Ülkemizin güvenliği ve huzuru ile ilgili ciddi sıkıntı ve endişelerimizin olduğu bir dönemde bu sorunların örtülerek gerekli ve ivedi olmadığına inandığımız Yeni Anayasa adı altında çalışma yapılmasını gündeme taşıyarak ilave uzlaşmazlıklar yaratmayı zamanlama açısından doğru bulmuyoruz. Kaldı ki Türkiye’nin huzur ve iç barışa kavuştuktan sonra öncelikle ve ivedilikle seçim yasası ile siyasi partiler yasasını evrensel, demokratik kurallar çerçevesinde değiştirmek gibi bir zorunluluğu da bulunmaktadır. Bu bağlamda anayasal parlamenter sisteme işlerlik kazandırılarak hukuk devletinin ve yargı bağımsızlığının gereklerinin yerine getirilmesini tartışılmaz önceliğimiz olarak görmekteyiz. Son 10 yılda ülkemizdeki nüfus artışının ve ekonomik büyüme oranının yaklaşık 13 katı daha fazla oranda avukat sayısında artış olmuştur. Bu artış ülke ihtiyaçları ile uyumlu ve gerekli bir artış değildir. Aksine kontrol edilemez, hormonlu bir artıştır. Söz konusu artışın yegane sebebi plansız, programsız, ülkenin gerçek ihtiyacı tespit edilmeden özellikle öğretim elemanı, altyapısı sağlanmadan açılan hukuk fakülteleri ve yine bilimsel yöntemler kullanılmadan belirlenen öğrenci kontenjanlarının sürekli arttırılmasıdır. Bu durum mesleğe katılan sayısının oransız artışın yanında meslekte nitelik kaybına da neden olmuştur. Gereğinden fazla hukuk fakültesinin varlığı sonucu yeni hukuk fakültelerinin açılmasına izin verilmemesi, mevcut hukuk fakültelerinden nitelikli hukukçu yetiştirme standartlarını yakalayamayan hukuk fakültelerinin de kapatılması, eğitime devam edecek hukuk fakültelerindeki öğrenci kontenjanlarının da gerçek ihtiyaç sınırına çekilmesi gerekmektedir. Avukatlık stajı ve Avukatlık mesleğine kabulde yargının diğer kurucu unsuru olan yargıç ve savcılar için sınav koşulunun zorunlu olduğu gözetildiğinde aynı zorunluluğun savunmayı temsil eden avukatlık mesleği içinde zorunlu bir koşul olarak kabulü gerekmektedir. Bunların yanında mevcut ekonomik ve teknolojik gelişmeler nazara alınarak AB normları da gözetilmek sureti ile hukuki yardımın temel taşı Avukatlık mesleğinin iş ve mesleki faaliyet alanlarının genişletilmesini gerekli ve zorunlu bulduğumuzu bir kez daha hatırlatırız. Hepimizi derinden üzen ve gündemimizi işgal eden küçüklere karşı cinsel taciz eylemlerinin sadece adli önlemlerle sonlandırılamayacağı konunun ahlaki, dini, eğitsel, sosyolojik ve ekonomik boyutları irdelenmeksizin çözülemeyeceği, devletin bu konuda adeta seferberlik ilan ederek bütün paydaşları da çözüme katarak bu insanlık dışı problemi ivedilikle çözme sorumluluğu bulunmaktadır. Bu anlamda tüm ilgililerin sorumluluklarının bilinciyle, her türlü söylem ve eylemlerine özen göstermeleri gereğini bir kez daha vurgularız. Suç faillerinin ve ihmali olanların ivedilikle tespiti, adli merciler önüne çıkarılması, yasal müeyyidelerin en caydırıcı şekilde tavizsiz uygulanması, bu suçla mücadelede etkin bir yöntem olacağı gibi örselenmiş kamu vicdanını da rahatlatacaktır.
|
483 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |