Eğitim-İş Şube Başkanı Selim Bozkurt, hazırladıkları anket sonuçlarına göre öğretmenlerin yüzde 83.1’inin yoksulluk sınırının altında yaşadığını açıkladı
Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) Çorum Şube Başkanı Selim Bozkurt, sendika tarafından 16 bini aşkın öğretmenin yanıtlarıyla hazırladıkları anket sonuçlarına göre öğretmenlerin yüzde 83.1’inin yoksulluk sınırının altında yaşadığını, öğretmenlerin borç sarmalında mücadele ettiğini belirtti. 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle bir açıklama yapan Selim Bozkurt, öğretmenlerin yüzde 91’inin ek iş arama çabasında olduğuna dikkati çekerek, yüzde 99’undan fazlasının, yani neredeyse tamamının öğretmenlik mesleğinin saygınlığının azaldığını düşündüğünü kaydetti. Bozkurt, “öğretmenlerin kazanımlarına göz diken ve emeğini küçümseyen anlayışın Öğretmenler Günü’nde riyakarca sarf edeceği ezbere övgüleri istemiyoruz” dedi.
Eğitim-İş Şube Başkanı Selim Bozkurt, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
24 Kasım Öğretmenler Günü’nde yöneticiler her zamanki gibi biz öğretmenlere övgüler dizmek için sıraya girecek olsa da öğretmenlerin içinde bulunduğu maddi ve manevi tablo, kendilerine ne kadar değer verildiğinin en somut göstergesi durumundadır. Eğitim-İş olarak gelenekselleştirdiğimiz Öğretmenler Günü’ne özel anket çalışmamız, bu sene tarihin en iç karartıcı oranlarıyla durumun vahametini gözler önüne sermektedir. Birçok ilden 16 bini aşkın öğretmenin yanıtlarıyla hazırlanan, çapraz ve çift doğrulamalı sorular da içeren ve istatistiki olarak tamamen bilimsel yöntemlerle hazırlanan anketimizde öğretmenlerin; - Yüzde 83.1’inin hane gelirinin yoksulluk sınırının altında olduğu, - Yüzde 61.40’ının gelirinin giderinden az olduğu, - Yüzde 97.5’i maaşının yaşam standartlarını karşılayamadığını düşündüğü, - Yüzde 90’ının kredi kartı borcunu ödemekte zorlandığı ve yüzde 31.89’unun şahıslara nakit borcu bulunduğu, yüzde 43’ünün istisnasız her ay borç para bulmaya çalıştığı, - Yüzde 91’inin ek iş arama ihtiyacı duyduğu, - Yüzde 94’ünün kıyafet ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığı, yüzde 90’ından fazlasının çocuklarının eğitim ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çektiği, - Yüzde 96.7’sinin maaşının düşüklüğü nedeniyle toplumdaki saygınlığının azaldığını düşündüğü, - Sadece yüzde 63,43’ünün ayda bir kez ailesiyle dışarıda yemek yiyebildiği, köyüne ya da ailesinin yazlığına gitmek dışında yüzde 97’sinin hiç tatil yapamadığı, gerçeklerine ve daha fazlasına ulaşacaksınız.
Anketimiz, öğretmenlerin sadece ekonomik olarak yaşadığı darboğazı işlemeyip mesleki koşullarını ve fikirlerini de konu almaktadır. Dolayısıyla anketimizde öğretmenlerin; - Sadece yüzde 1.42’sinin kendilerine dayatılan Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun (ÖMK) kariyer imkanı sağladığını düşündüğünü, - Yüzde 97’sinin ÖMK’nın sorunlara çözüm getirmeyeceğini düşündüğünü ve -MEB’in iddia ettiğinin aksine- öğretmenlerin yüzde 99’unun bu kanunla birlikte mesleki itibarının artacağını düşünmediğini, - Kanunda yer alan kariyer basamakları ve unvanların yüzde 92 için sadece bir oyalama taktiği olduğunu, - Yüzde 96’sının ülkenin tek bir Başöğretmeni vardır: O da Atatürk’tür ve böyle kalmalıdır” fikrinde buluştuğunu, - Yüzde 75’inden fazlasının eğitim yöneticilerinin liyakat esasına göre atanmadığını ve yüzde 73.27’sinin mülakatların hakkaniyetle yürütülmediğini düşündüğünü, - Yüzde 99’undan fazlasının, yani neredeyse tamamının öğretmenlik mesleğinin saygınlığının azaldığını düşündüğünü, - Yüzde 85’ten fazlasının MEB’in öğretmenlere eşit yaklaşmadığına kanaat getirdiğini, anketimiz ortaya koymuştur.
Bu anket, dünyada Başöğretmen unvanlı bir liderin kurduğu tek ülke olan Türkiye Cumhuriyeti’nde, öğretmenlerin yoksulluğa ve itibarsızlığa sürüldüğünün göstergesidir. Oysa hepimiz biliyoruz ki eğitimcisinin itibar görmediği bir ülkenin, eğitim sisteminin iyi olma ihtimali; eğitim sistemi iyi olmayan bir ülkenin de dünya ülkelerinden itibar görme ihtimali yoktur! Dolayısıyla anketimizdeki veriler, sadece eğitim emekçisinin ne kadar zor bir tabloya terk edildiğini değil aynı zamanda eğitimin önem sırasında ne kadar geriye itildiğinin de resmidir. Öğretmenlerin yılda bir kez Öğretmenler Günü’nde hatırlanmaya değil, sorunlarına samimiyetle ve çözüm odaklı yaklaşılmasına ihtiyacı vardır. Bu nedenle öğretmenlerin kazanımlarına göz diken ve emeğini küçümseyen anlayışın Öğretmenler Günü’nde riyakarca sarf edeceği ezbere övgüleri istemiyoruz. Eğitim-İş olarak 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde, MEB tarafından düzenlenecek olan hiçbir resmi törende yer almayacak, Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’e saygı duruşumuzu gerçekleştirerek, öğretmene değer veren kurumlarla ve yurttaşlarımızla birlikte bu günü kutlayacağız.”/BSGMEDYA |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |