KESK Dönem Sözcüsü Ali Ekber Beyaz, Gezi Eylemleri’nin yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada; ‘Karanlık gider, Gezi kalır.’ ifadesini kullandı.
31 Mayıs 2022 KESK Dönem Sözcüsü ve Eğitim Sen Çorum Şube Başkanı Ali Ekber Beyaz, Gezi Eylemleri’nin yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada; ‘Karanlık gider, Gezi kalır.’ ifadesini kullandı. Gezi eylemlerinin Türkiye’de benzeri görülmemiş bir demokratik katılım talebini ve demokrasi için gereken özgürlüklere sahip çıkma iradesini açığa çlkardığını kaydeden Beyaz; ‘Gezi mitinglerinde amaç hükümeti devirmek veya belli bir ideoloji doğrultusunda devrim yapmak veya güdülen ideolojiyi hâkim kılmak değildir. Siyasal ihtiyaçlar üzerinden Geziyi uluslararası operasyonlara, finans lobilerine, iktidarın kendi kirli ortaklıklarına, darbecilere ve teröre bağlamak, onu bir komploya indirgemek mümkün olmamış, olamayacaktır. Kendilerini çok farklı kimlikler veya ideolojiler ile tanımlayan halk kesimleri yaşam hakları arayışında biraraya gelmişadaletsizliğe, baskıya, eşitsizliğe ve despotluğa karşı; kazanılmış haklarına sahip çıkmak, onurunu, doğayı, kentini korumak için sokakları doldurmuştur. Bu mücadele her kültür, ulus, cinsiyet, din ve mezhepten ezilenlerin birlik olmayı başarmasının bir ürünü olmuştur.’ dedi. KESK Dönem Sözcüsü ve Eğitim Sen Çorum Şube Başkanı Ali Ekber Beyaz, açıklamasını şöyle sürdürdü: ‘2013 yılında AKP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne tahsis edilen Taksim Gezi Parkı’nda, İstanbul 6’ncı İdare Mahkemesi ile 2 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararına rağmen parktaki tarihi ağaçlar kesilmek istendi. Hükümet, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi adına “umumi hizmetlerde kullanılmak üzere” tapuya tescil edilmiş bir parkı, bu konuda verilmiş olan İdare Mahkemesi kararı ve Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Kararı’na rağmen yıkacağını tek taraflı olarak bildirmiş ve demokrasilerde olmaması gereken bu hukuksuzluk örneği karar ve bu kararı yürürlüğe koyanlar haklı Gezi eylemlerinin başlamasına neden olmuşlardır. Gezi Parkı’ndaki ağaçların kesilerek yerine Topçu Kışlası ve alışveriş merkezi yapılmasına karşı başlayan, daha sonra da tüm Türkiye'ye yayılarak büyük kitlelere ulaşan Gezi eylemlerinin üzerinden tam 9 yıl geçti. Eylemler sırasında Berkin Elvan, Hasan Ferit Gedik, Mehmet Ayvalıtaş İstanbul’da, Ali İsmail Korkmaz Eskişehir’de, Ethem Sarısülük Ankara’da, Abdullah Cömert ve Ahmet Atakan Antakya’da, Medeni Yıldırım ise Diyarbakır’da kolluk kuvvetleri ve dolaylı yaşanan olaylarda yaşamını yitirdi. Onbinlerce insan orantısız güç kullanımı neticesinde yaralandı. Orantısız güç kullanımı halkın demokratik protesto hakkının yanında, yaşam hakkını dahi ihlal eden bir boyuta taşındı. Gezi eylemleri Türkiye’de benzeri görülmemiş bir demokratik katılım talebini ve demokrasi için gereken özgürlüklere sahip çıkma iradesini de açığa çıkarmıştır. Gezi mitinglerinde amaç hükümeti devirmek veya belli bir ideoloji doğrultusunda devrim yapmak veya güdülen ideolojiyi hâkim kılmak değildir. Siyasal ihtiyaçlar üzerinden Geziyi uluslararası operasyonlara, finans lobilerine, iktidarın kendi kirli ortaklıklarına, darbecilere ve teröre bağlamak, onu bir komploya indirgemek mümkün olmamış, olamayacaktır. Kendilerini çok farklı kimlikler veya ideolojiler ile tanımlayan halk kesimleri yaşam hakları arayışında biraraya gelmişadaletsizliğe, baskıya, eşitsizliğe ve despotluğa karşı; kazanılmış haklarına sahip çıkmak, onurunu, doğayı, kentini korumak için sokakları doldurmuştur. Bu mücadele her kültür, ulus, cinsiyet, din ve mezhepten ezilenlerin birlik olmayı başarmasının bir ürünü olmuştur. Gezi eylemlerinde görülen dayanışma yalnız yatay bir biçimde farklı halk kesimleri arasında değil dikey bir biçimde nesiller arasında da gerçekleşmiştir. Babaanneler, dedeler torunları için, Anneler ve babalar kendi çocukları ile dayanışma içinde, onlarla birlikte hak aramak ve özgürlüklerin kısıtlanmasını kınamak için protestolara katılmışlardır. Gezi eylemleri Türkiye’de demokrasi açıklarını gözler önüne sererken, toplumdaki demokratik değerlere sahip çıkma güdüsünün de gücünü, yaratıcılığını ve esnekliğini göstermekte önemli özgün bir adım olmuştur. Türkiye’nin dört bir yanında eylemcilere açılan ve yıllardır süren davalarda verilen beraat kararları bozularak mahkeme heyetleri değiştirilerek asılsız iddialar ile Gezi siyasallaştırıldı ve bu doğrultuda ağır cezalar verildi. Yargılanan aslında demokratik haklar ve demokratik güçlerdir. Bilinmelidir ki Gezi halktır ve halkın yargılanması kabul edilemez. İktidar için çevre para ettiği sürece değer kazanıyor. AKP su kaynaklarının sınırsızca sömürülmesine izin veriyor. Orman alanlarının talanının önünü açıyor. Derelerimiz, ormanlarımız, sit alanlarımız, madenlerimiz çevresel etkileri düşünülmeyen, sadece kar odaklı politikalara alet ediliyor. Dün Gezi Parkı üzerinden halka açılan savaş bugün kıyıların, ormanların, meraların, yaylaların yandaş şirketler üzerinden ranta açılmasıyla sürdürülüyor. Gezi özgürlük ve eşitlik mücadelesinde, kadın ve gençlik eylemlerinde,grevlerde-boykotlarda yaşamaya devam ediyor. Gezi halkın ihtiyaç duyduğunda ulaşabileceği kadar yakınındaki tarihsel birikim içinde yer alan yol gösterici meşalesidir, olmaya da devam edecektir.
Bizler KESK Çorum Şubeler Platformu bileşenleri olarak 9. yılında Gezi’de verilen mücadeleyi selamlıyor ve mücadeleye devam kararlılığımızı sürdürdüğümüzü buradan bir kez daha ifade ediyoruz.’/BSGMEDYA
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |