Çorum Emek ve Demokrasi Platformu Sözcüsü Avukat Ahmet Özdel, Gezi Eylemleri’nin 8.’inci yıldönümü nedeniyle basın açıklaması yayınladı.
30 Mayıs 2021 Çorum Emek ve Demokrasi Platformu Sözcüsü Avukat Ahmet Özdel, Gezi Eylemleri’nin 8.’inci yıldönümü nedeniyle basın açıklaması yayınladı. ‘Gezi, resmi tarih değil halkların yazdığı tarihtir. Gezi’de Türkiye halkları tarafından ezberler bozulmuştur. Karanlık gider, Gezi kalır, yada hayat ancak Gezi'ye sığar’ diyen Çorum Emek ve Demokrasi Platformu Sözcüsü Ahmet Özdel, açıklamasında şunları söyledi: ‘2013 Mayıs-Haziran aylarında bütün güzellikleriyle hayatımıza giren Gezi Direnişi’nin 8. yılındayız! Gezi 8 yıl önce talanın ülkenin kalbindeki meydana kadar inmeye niyetlenmesiyle milyonlarca insan; kenti, doğayı, emeği, kardeşliği savunmak, eşitliği, özgürlüğü ve adaleti kazanmak için 80 ilde sokağa çıktı. Bu sistem üretimden değil, tüketimden besleniyor. Sadece doğayı betonla değiştirmiyor, insanı da tüketiyor. Sağlık hizmeti isteyen hastanın eline sadaka sıkıştıran, kadını hayatın içinden, istihdamdan çekip eve kapatan, işçinin sağlığını değil, inşaatların hızını önemseyen, nitelikli eğitimi bir ayrıcalık haline sokan, halkı ayrıştıran, ötekileştiren, kutuplaştıran bu sisteme karşı artık susma mecburiyetini tanıdığımız kitlesel bir haykırış, halkın 'artık yeter' çığlığıydı" Gezi, üzerindeki baskıdan kurtulmaya çalışan, eşitsizliğe karşı çıkan halkın derin bir nefesiydi. O nefes gazla boğulmak istendi. Gezi direnişi açılan davalarla kirletilmeye çalışıldı. Verilen beraat kararlarına rağmen Milyonlarca öznesi, nesnesi, şahidi olan Gezi’yi tek bir düzgün delil dahi ortaya konulmadan yeniden ve yine yargılanmaya çalışılıyor. Tam 8 yıl önce bugünlerde Taksim Meydanı ve Gezi Parkı başta olmak üzere, yaşamımız ve yaşam alanlarımıza amansız bir şiddetle saldıranların karşısında; omuz omuza verdik. Dayanışma olduk. Umut olduk. Barış olduk. Dayanışmamız ve verdiğimiz mücadele; etik, bilim, teknik ve hukuk tanımaz iktidarın Taksim Meydanı ve Gezi Parkı’nı yok etme konusundaki ısrarlı çabalarının, 27 Mayıs 2013 tarihinde amansız bir şiddete dönüşmesi ile birlikte 31 Mayıs 2013 tarihinden itibaren, ülkenin dört bir yanına yayılarak, dünya, toplum, kent ve demokrasi tarihinde izi silinemez, yepyeni ve evrensel bir boyut kazandı. Bu onurlu direniş ve evrensel dayanışma karşısında çaresizlerin ve korkakların günden güne daha da kirlenen politikalarına, günden güne tırmandırılan şiddetine, adaletsizliğine karşı; bıkmadan usanmadan meydanlarımıza yaşam alanlarımıza sahip çıkacağımızı tekrar ettik.
Gezi’de Türkiye halkları tarafından ezberler bozulmuştur. ‘’Sinirlenince çok güzel oluyorsun Türkiye’m’’ denilecek kadar. Gezi: Taksim Gezi parkında ağaçların sökülmesiyle başlayan süreç ülkemiz toplumsal tarihi açısından da bir kırılma noktasıdır. İnsanların ve toplumun temel hak ve özgürlüklerinin çiğnenmesi, yaşam tarzından, diline, inancına, kültürüne dek tüm farklılıklara yapılan saldırılara karşı bir öfke patlamasıdır. Ülkeye egemen olan "siyasetlerin" yarattığı korku imparatorluğunu, sindirilmişliği,bölünmüşlüğü, umutsuzluğu yıkan, insan kimliğinin onuru ile yeniden ayağa dikilişidir. Milyonlarca yurttaşın güzel bir geleceğe dair umudunu yeşerten Gezi direnişi, en zor zamanlarımızda dahi bizlere yaşam enerjisi olurken; iktidarlarının devamı uğruna bütün insani değerleri yok etmeye çalışan siyasi iktidarın bir türlü unutamadığı en büyük kâbusu olmayı sürdürüyor. Bu güzel ülkenin güzel insanları Gezi parkında demokrasi ve özgürlük önemli bir kilometre taşı koymuştur. Fabrikalarımızın, tersanelerimizin, limanlarımızın satıldığı Mega projeler, enerji ve altyapı inşaatları adı altında kıyılarımızın, ormanlarımızın, tarım alanlarımızın, derelerimizin talan edildiği, Ülkemizin kentlerinin ve mahallelerinin, kentsel ve kırsal alanlarının yağmalandığı; Her gün canımızı yakan işçi ve kadın katliamlarının, tacizlerin, tecavüzlerin cezasız bırakılarak sıradanlaştırıldığı; Demokrasiden, hukuktan, adaletten, insanlıktan, barıştan ve doğadan yana her türlü sesin giderek artan bir baskı ve şiddetle kısılmaya çalışıldığı 2021 yılının Mayıs ayında; Her şeye rağmen yaşamın sesi gürleşmeye başlıyor ve bir umut iklimi ülkemizi sarıyorsa bu dayanışmamızın ve direnişimizin gücünden ve haklılığındandır.
Gezi'de Berkin'i, Ethem’i, Medeni'yi, Ali İsmail'i, Hasan Ferit'i, Abdullah'ı, Ahmet'i ve Mehmet'i bizden ayıran karanlıkla George Floyd'un nefesini kesen aynı karanlıktır. O gün de bunun karşısındaydık, bugün de karşısındayız. Barışçıl direniş her yerde bir haktır. Aramızdaki binlerce kilometreye rağmen biriz, bir aradayız." Çorum Emek ve Barış Platformu olarak çocuklarımızın hatıralarına ve taleplerine sahip çıkmak yüreklerimizde taşıdığımız barış ve kardeşlik duygularıyla 01 Haziran 2021 Salı günü Saat 17: 00 de Kadeş Barış Meydanında olacağız. Bir arada birlikte olmak, birlikte barış içerisinde yaşamaktır aslında Gezinin bize sunduğu dil. Deresiyle, suyuyla, taşı ve toprağıyla, ormanıyla, doğasıyla. Daralan yaşam kanallarımızı birlikte açabilmek için tüm Çorum halkını 01 Haziran 2021 Salı günü Saat 17: 00 de Kadeş Barış Meydanında bir arada olmaya, omuz omuza vermeye davet ediyoruz. ‘/BSGMEDYA
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |