KESK Çorum Şubeler Platformu adına Eğitim Sen Mali Sekreteri İsmail Eren açıklamalarda bulundu
16 Mart 2021 KESK Çorum Şubeler Platformu adına açıklamalarda bulunan Eğitim Sen Mali Sekreteri İsmail Eren, tüm kamu emekçilerini insanca yaşamaya yetecek bir maaş talebine sahip çıkmaya, hayat pahalılığına, adaletsiz vergi sitemine karşı emeğin haklarını korumak için birlikte mücadele etmeye çağırdı. Milyonlarca kamu emekçisi, işçi, emeklinin çarşıda pazarda yaşanan gerçek enflasyonu TÜİK’in perdeleyen rakamlarıyla, sahte verilerle açlığa mahkûm edilmek istenildiğini dile getiren Eğitim Sen Mali Sekreteri İsmail Eren, ‘insanca yaşamaya yetecek maaş artışı hepimizin hakkıdır’ ifadesinde bulundu. İsmail Eren, açıklamasında şunları söyledi: ‘Her gün gözümüzü iğneden ipliğe gelen zamlarla açıyor, derinleşen kriz ve pandemi nedeniyle nefes almanın bile zorlaştığı bir dönemden geçiyoruz… Gericilik, kutuplaşma, kayyum politikaları, OHAL uygulamaları, pandemi, hayat pahalılığı, geçim derdi, işsizlik ve daha saymakla bitmeyecek sorunlar yumağı ile kuşatıldık… Siyasal iktidar halkın, emekçilerin yaşadığı dertleri, sıkıntıları çözmek yerine attığı her adımda sorunlar yumağını büyütüyor. Acı reçete yine emekçilerin, yoksullaştırılan halkın payına düşüyor. Milyonlarca kamu emekçisi, işçi, emekli çarşıda pazarda yaşanan gerçek enflasyonu TÜİK’in perdeleyen rakamlarıyla, sahte verilerle açlığa mahkûm edilmek isteniyor. Son bir yıl içinde doğalgaza %32, elektriğe %31, baklagillere %60, peynire %27, yumurtaya %80, ayçiçeği yağına %50, köprü ve otoyol geçiş ücretlerine %26 zam yapıldı. Bizim cebimizden alınanlar; teşvik, vergi affı, vergi yapılandırması olarak sermayeye ve patronlara dağıtılıyor. Araç, yolcu, hasta garantisi olarak köprü, otoyol, hava limanı ve şehir hastanelerinin müteahhitlerine akıtılıyor. Tüm bunlar yetmezmiş gibi şimdi de pandemi ile birleşen ekonomik krizin enkazı yine bizim omuzlarımıza yıkılmak isteniyor. Pandemiye ayrılan kaynaklar nedeniyle işçilere, emekçilere, esnafa, çiftçiye verecek bir şey kalmadığını söylüyorlar. Oysa devletin resmi rakamları Türkiye’nin covid-19 ile mücadelede vatandaşlarına en az nakit destek veren ülke olduğunu gösteriyor. Salgın nedeniyle 52,7 milyar TL kullanıldığını, bunun 44,2 milyarının işsizlik fonundan, 2,1 milyarının bağış kampanyalarından karşılandığını, hazineden aktarılanın ise sadece 6,4 milyar TL’de kaldığını biz söylemiyoruz, devletin resmi rakamları söylüyor. Her ekonomik sarsıntıda, her krizde sıkılan kemerler hep bizim kemerlerimiz oldu. Her acı reçete bize yazıldı. İğneden ipliğe zam yağmurunun devam ettiği pandemi koşullarında giderlerimiz daha da arttı. Maaşlarımız mum misali eridi. Bugün resmi enflasyon %15,61 olarak gözüküyor. Ancak bağımsız iktisatçıların yaptığı araştırmalar yaşanan gerçek enflasyonun bu rakamın en az iki buçuk katı olduğunu ortaya koyuyor. Bugün açlık sınırı 2800 TL’yi, yoksulluk sınırı 9000 TL’yi aşmıştır. Sadece 2020 Ocak- 2021 Ocak dönemini kapsayan bir yıl içinde dört kişilik ailenin yoksulluk sınırı 1450 TL arttı. Ama aynı dönemde bizim maaşlarımızda yaşanan ortalama artış sadece 464 TL’de kaldı. Ortalama kamu emekçisi maaşı ile alınan çeyrek altın sayısı 2 adet, gram altın ise 3,5 adet azaldı. Hal bu iken hiç kimsenin bizim %3 maaş zammı ile yetinmemizi beklemeye hakkı yoktur. İnsanca yaşamaya yetecek maaş artışı hepimizin hakkıdır. Bunun için; -Sadece geçtiğimiz yılın kayıplarını telafi etmek için maaşlarımızın 2021 yılının başından itibaren geçerli olmak üzere seyyanen 1000 TL artırılmasını, -Çoktan iflas eden mevcut sisteme son verilerek evrensel sendikal hak ve özgürlüklerle uyumlu grev hakkı ile tamamlanmış gerçek bir toplu pazarlık sistemine geçilmesini, -Yıllardır sahte enflasyon rakamları ile maaşlarımızda yaşadığımız kayıpların telafisi için gerçek toplu pazarlık masasının bir an önce kurulmasını, -En düşük kamu emekçisi maaşının kira, yakacak, ulaşım gibi sosyal ödemelerle yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmasını, -Tüm yükün emekçilerin üzerine yıkıldığı vergi adaletsizliğine son verilmesini, bunun için kar, faiz ve servet gelirlerine tanınan ayrıcalıkların kaldırılmasını, belli bir servet düzeyinin üzerindeki zenginlerden servet vergisi alınmasını, -Birinci vergi diliminin %15 ten %10’a düşürülerek, asgari ücret tutarının vergiden muaf tutulmasını, yoksulluk sınırına kadar olan maaşlardan yapılan kesintinin birinci vergi diliminde sabitlenmesini istiyoruz. KESK Çorum Şubeler Platformu olarak hangi sendikaya üye olursa olsun, ya da üye olmasın, tüm kamu emekçilerini insanca yaşamaya yetecek bir maaş talebine sahip çıkmaya, hayat pahalılığına, adaletsiz vergi sitemine karşı emeğin haklarını korumak için birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.’/BSGMEDYA |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |