Çorum Emek ve Demokrasi Platformu Sözcüsü Av. Ahmet Özdel, 33 aydın, akademisyen, yazar, sanatçı ile 2 otel görevlisinin yakılarak öldürüldüğü Sivas Katliamı’nın 27’nci yıl dönümü nedeniyle bir açıklama yaptı
1 Temmuz 2020 33 aydın, akademisyen, yazar, sanatçı ile 2 otel görevlisinin yakılarak öldürüldüğü Sivas Katliamı’nın 27’nci yıl dönümü nedeniyle bir açıklama yapan Çorum Emek ve Demokrasi Platformu Sözcüsü Av. Ahmet Özdel, “Sivas katliamı davası bir yargı skandalı olarak tarihe geçmiştir. Mahkeme neredeyse katiller cezalandırılmasın diye kurulmuştur. Kimileri göstermelik cezalar almış, bazıları ‘bulunamamış’, dava 20 yıl oyalandıktan sonra zaman aşımına uğratılmıştır” dedi. Pir Sultan Abdal etkinlikleri kapsamında Sivas’a davet edilen aydın ve sanatçıların katliamı engellenebilecekken dönemin yöneticilerinin saldırganları durdurmak için adım atmadığını belirten Özdel, “Sivas laiklere mezar olacak” sloganları ile yürüyen ve sonradan sayıları 15 bini bulan güruhun kolluk güçlerinin de hiçbir müdahalesi olmadan otelin önüne ulaştığını, dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in katliamın ardından ‘çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir’ diyebilecek kadar taraftar davrandığını dile getirdi. Emek ve demokrasi güçlerinin yıllardır ‘adil yargılama, Madımak oteli utanç müzesi olsun, gerçek bir adalet ve hukuk için demokratik Türkiye’ talepleriyle mücadele ettiğini, ne var ki gelip geçen iktidarların tümünün bu taleplere kulaklarını tıkadığını bildiren Özdel, açıklamasında şunları söyledi: “Bu durum Sivas katliamının bir rastlantı olmadığını bir kez daha göstermiştir. 2 Temmuz; 6-7 Eylül, Çorum, Maraş katliamları vb. arasında zincirdeki bir halkadır. Hiçbirinin sorumluları bulunamamış, cezalandırılmamış, ipin ucunun bizi oraya ulaştırdığı devlet her seferinde bir acz tablosu sergilemiş, olan bitenin toz duman altında gizlenmesi için çaba harcamıştır. Bu katliamlar kanayan bir yaradır ve gerçekten demokratik, adil bir ülke yaratmadıkça bunların devam etmesi mümkündür. Ne var ki var olan bütün demokratik kazanımlarımız tek adam rejimi tarafından birer birer gasp edilmeye devam ediyor. Bugünlerde olduğu gibi toplumsal muhalefetin sesi olan savunma örgütü bölünmeye çalışılıyor. En küçük tepkilerin susturulması için her şey yapılıyor. Sivas katliamı ve benzerlerinin önlenmesi demokrasi mücadelesinin gücüne bağlıdır. Bunun için bütün emek demokrasi güçlerinin ortak mücadelesi, birlikteliği son derece belirleyicidir. Bu mücadelenin doğrultusu halkın kendi kaderini kendisinin tayin edebildiği, emekçilerin haklarıyla güçlendirildiği ve insanca çalışıp yaşayabildiği halkçı bir düzenin inşasıdır ve orada Sivas Katliamını gerçekleştiren güruhlar da onları seyreden iktidarlar da hesap vermekten kurtulamayacaklardır.” BSGMEDYA |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |