BASK Çorum İl Temsilcisi Hayati Çam, kamuda unvan değişikliği ve görevde yükselme sınavları ile ilgili uyarılarda bulundu
10 Haziran 2020 Bağımsız Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu (BASK) Çorum İl Temsilcisi Hayati Çam, kamuda unvan değişikliği ve görevde yükselme sınavlarının, kamu kurum ve kuruluşları tarafından keyfi ve düzensiz olarak, işlerine geldiği zaman yapıldığını belirterek, bu sınavlarda her ne suretle olursa olsun mülakat olması gerektiğini dile getirdi. Çam; ‘Anayasa'nın 128 inci maddesinin son paragrafında “Üst kademe yöneticilerinin yetiştirilme usul ve esasları, kanunla özel olarak düzenlenir.” hükmüne rağmen söz konusu kanun çıkarılmamış, üst düzey yöneticiler keyfi olarak atanır hale gelmiştir.’ ifadesinde bulundu. Üstelik her seviyedeki vekaleten veya tedviren atamaların, -bilgi ve deneyim eksikliği, asaleten atanma beklentisi için hukuk dışı talepleri yerine getirme ve benzeri nedenlerle –yolsuzluk ve suiistimaller için uygun zemin oluşturduğunu da dile getiren BASK Çorum İl Temsilcisi Hayati Çam, açıklamasının devamında şunları söyledi:
‘Artık hem açık öğretim hem örgün öğretim kurumlarından insanların farklı veya kendi dallarında eğitim görmeleri mümkündür. Buna bağlı olarak her yıl binlerce memurun eğitim düzeyi değişmektedir. Bu nedenlerle unvan değişikliği ve görevde yükselme sınavlarının merkezi olarak her yıl yapılmasının uygun olacağı açıktır. Bu sınavlarda her ne suretle olursa olsun mülakat olmamalıdır. Çünkü mülakatın hedefi açıktır: Yazılı sınavda başarılı olan ama istenmeyen kişilere düşük puan vermek suretiyle ortalama puanlarını düşürmek ve kazanmalarını önlemek. Benzer şekilde yazılı sınavda düşük puan alan ama kazanması istenen kişilere yüksek puan vermek suretiyle ortalama puanlarını yükseltmek ve kazanmalarını sağlamak. Bu hem bir kul hakkı hem de açık bir ahlaksızlıktır. Bu nedenle mülakat sistemi kaldırılmalıdır.
Anayasanın 128 inci maddesinin son paragrafında “Üst kademe yöneticilerinin yetiştirilme usul ve esasları, kanunla özel olarak düzenlenir.” hükmüne rağmen söz konusu kanun çıkarılmamış, üst düzey yöneticiler keyfi olarak atanır hale gelmiştir. Öyle ki, şube müdürü sınavına girip başarılı olamayan bir personel, müdür veya daire başkanı, yeri geldiğinde genel müdür olabilmektedir. Kurum dışı atamalarla kurum kültürün oluşması engellenmekte, personelin yükselme arzusu içinde kendini yenilemesi ve geliştirmesi önlenmektedir. Kurum dışından veya kurum içinden keyfi atamalar yapılacaksa, kurum personeli kendini neden yetiştirmek ve geliştirmek istesin? Üstelik her seviyedeki vekaleten veya tedviren atamalar, -bilgi ve deneyim eksikliği, asaleten atanma beklentisi için hukuk dışı talepleri yerine getirme ve benzeri nedenlerle –yolsuzluk ve suiistimaller için uygun zemin oluşturmaktadır.
Anayasamızın “Cumhurbaşkanının görev ve yetkileri” başlıklı 104 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrası “Üst kademe kamu yöneticilerini atar, görevlerine son verir ve bunların atanmalarına ilişkin usul ve esasları Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenler.” demekle birlikte aynı maddenin onyedinci fıkrasının üçüncü cümlesindeki “Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz.” hükmü devredışı bırakılmakta, üst kademe yöneticilerinin atanmasında “yetişme” veya “yetiştirilme” yerine, yani yukarıda değinildiği gibi liyakat ve kariyer yerine siyasi tercih tek seçenek olarak belirlenmektedir. “Üst Kademe Yöneticileri ile kamu kurum ve kuruluşlarında atama usullerine dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi” adıyla çıkarılan 3 Nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, yönetici atamalarını İl müdürü düzeyinde başlatmaktadır. İl müdür yardımcılarının da bu kapsamda olup olmayacağı bilinmemektedir. Dolayısıyla, il müdürü ve üzeri yönetim kademeleri doğrudan siyasi kuruma tahsis edilmektedir. Dolayısıyla bağımsız başkanlık ve genel müdür altı kadroların da sınav sistemine tabi olması, kurum kültürünün oluşması ve kurumların geleceği açısından önem arz etmektedir.’/BSGMEDYA |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |