• https://www.facebook.com/bsgmedya@hotmail.com
  • https://www.twitter.com/bsgmedya@hotmail.com

NÖBETÇİ ECZANELER
ULUSAL GAZETELER

Eğitim-Sen Çorum Şubesi, 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nü nedeniyle bir kokteyl programı düzenledi.

  1.  
  2. ÖĞRETMENLİK MESLEĞİ
  3. ÇOK HIZLA YOZLAŞTIRILDI
  4.  

5 Ekim 2019

Eğitim-Sen Çorum Şubesi, 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nü nedeniyle bir kokteyl programı düzenledi.

Sendika binasında gerçekleştirilen kokteyle yoğun bir katılım göze çarparken, etkinlik sırasında yıl içinde emekli olan sendika üyelerine de belgeleri verildi.

Etkinlikte Eğitim-Sen Müzik Topluluğu da müzik dinletisi sundu.

Eğitim-Sen Yürütme Kurulu Başkanı Mustafa Gül, “Türkiye’de görev yapan eğitim ve bilim emekçileri, OECD ülkeleri arasında ekonomik, sosyal ve özlük haklar açısından son sıralardadır. Geçtiğimiz yıllar içinde eğitim ve bilim emekçilerinin aldıkları maaşlar, rakamsal olarak artmış gibi görünse de insanca yaşam seviyesinin yanına bile yaklaşamamıştır” dedi.

5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nün tarihçesi ve eğitimin sorunları, eğitim emekçilerinin talepleri hakkında bir konuşma yapan Mustafa Gül, geçtiğimiz yıllar içinde öğretmenlerin satın alım gücünün belirgin bir şekilde azaldığını kaydetti.

 

 

  1.  
  2. 5 EKİM, ÖĞRETMENLER
  3. İÇİN TARİHİ BİR ADIMDIR

 

Gül, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“Dünya Öğretmenler Günü’nün geçmişi, uluslararası öğretmen örgütlerinin katkılarıyla 5 Ekim 1966 tarihinde ILO ve UNESCO tarafından ‘Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararı’nın alınmasına dayanmaktadır. Tüm dünya öğretmenleri için önemli olan bu tarihi karar, öğretmenlerin toplumsal statüsü ve haklarına yönelik önemli ve tarihi bir adım olmuştur.

5 Ekim, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO ve ILO tarafından 1994 yılında Dünya Öğretmenler Günü olarak ilan edilmiştir. 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü, Türkiye’den sadece Eğitim Sen’in üyesi olduğu Eğitim Enternasyonali’ne üye yüzden fazla ülkede eş zamanlı olarak kutlanmaktadır. 

Öğretmenlerin toplumsal statüsü ve haklarına yönelik önemli ve tarihi bir adım olan Tavsiye Kararı ile öğretmenlerin sadece okulda değil, toplum içinde de yerine getirdikleri görevin taşıdığı önem uluslararası düzeyde belgelenmiştir. ‘Öğretmenlerin Statüsü Tavsiye Kararı’, öğretmenlerin konumlarını güçlendirmeyi, haklarını geliştirmeyi ve korumayı amaçlarken, aynı zamanda uluslararası düzeyde yapılmış bir toplu sözleşme niteliği taşımaktadır. ‘Tavsiye Kararı’, Türkiye tarafından da kabul edilen ve altına imza atılan bir belge olmasına rağmen, Türkiye’nin yıllardır yükümlülüklerini yerine getirdiğini söylememiz mümkün değildir.

 

  1.  
  2. EĞİTİMCİLER EK İŞ YAPMAK
  3. ZORUNDA BIRAKILIYOR

Türkiye’de görev yapan eğitim ve bilim emekçileri, OECD ülkeleri arasında ekonomik, sosyal ve özlük haklar açısından son sıralardadır. Geçtiğimiz yıllar içinde eğitim ve bilim emekçilerinin aldıkları maaşlar, rakamsal olarak artmış gibi görünse de insanca yaşam seviyesinin yanına bile yaklaşamamıştır. Eğitim emekçilerinin üçte ikisi insan onuruna yaraşır bir yaşam sürdürebilmek için ek işler yapmak zorunda bırakılmıştır. Geçtiğimiz yıllar içinde öğretmenlerin satın alım gücünün belirgin bir şekilde azaldığı görülmektedir.

1 ABD dolarının ortalama 1.56 TL olduğu 5 Ekim 2009 yılında 1.302 TL aylık alan 9. derece 1. kademedeki bir öğretmen maaşıyla 874 ABD doları alabiliyorken, bugün aynı derece ve kademede 3 bin 895 TL alan bir öğretmenin dolar bazında aldığı maaş 683 ABD doları (1 $=5,70 TL) seviyesine inmiştir.

Son 10 yılı temel aldığımızda 9/1 derecedeki bir öğretmenin maaşındaki aylık kayıp, dolar bazında 191 ABD doları (1.088 TL) olmuştur. Bu rakam son on yılda öğretmenlerin satın alım gücündeki azalmanın boyutlarını açıkça göstermektedir.  Benzer bir şekilde 5 Ekim 2009’da 9/1 derecedeki bir öğretmen maaşı ile 15 çeyrek altın alabiliyorken, on yıl sonra aynı öğretmen maaşı ile bugün ancak 9 çeyrek altın alabilmektedir.

 

  1.  
  2. ÖĞRETMENLİK MESLEĞİ
  3. BİLİNÇLİ YOZLAŞTIRILDI

Öğretmenlik mesleği ve mesleki idealleri, iktidar eliyle uygulanan bilinçli politikalarla çok yönlü olarak hızla yozlaştırılmıştır. Yıllardır ülkeyi yönetenler ve eğitim politikalarına yön verenler öğretmenlik mesleğinde yaşanan nitelik kaybının artmasında en büyük pay sahipleridir. Bu nedenle bugün eğitim alanında yaşanan sorunların sorumlusu öğretmenlerimiz değil, siyasi iktidar, MEB ve onların sözünden çıkmayanlardır.

Öğretmenlerin yıllar boyunca büyük fedakârlıklara katlanarak çalışırken yaşadığı zorluklar ortadayken, çalışma ve yaşam koşulları ve mesleki saygınlıklarının giderek kötüleşmesi dikkat çekicidir. Geçtiğimiz yıllar içinde öğretmenlerin ekonomik ve sosyal sorunlarına ek olarak, mesleki saygınlıklarında da ciddi gerilemeler yaşanmıştır.

Yaşadığımız tüm olumsuzluklara, işimize, ekmeğimize ve geleceğimize yönelik ağır tehdit ve saldırılara, hukuksuz ihraç politikalarına, kaybedilme noktasına gelen mesleki saygınlığın yeniden kazanılması, öğretmenliğin uluslararası standartlara uygun ve bilimsel bir anlayışla ele alınması ve tüm eğitim emekçilerinin ekonomik, sosyal, mesleki ve özlük sorunlarının çözülmesi gerekmektedir.

Yıllardır kamu istihdamında, özellikle eğitimde güvencesiz, esnek ve performansa dayalı istihdam politikalarını hayata geçirmek isteyen siyasi iktidar, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında eğitimde mülakat sınavı ile alınan ‘sözleşmeli öğretmenlik’ uygulamasını başlatmış ve bugüne kadar 103 bin sözleşmeli öğretmenin ataması yapılmıştır. Öğretmen istihdamında yaşanan güvencesizleştirme, öğretmenlerin özlük hakları ve çalışma koşulları arasında belirgin farklılıklar ve adaletsizlikler yaratmayı sürdürmektedir.

  1. NİTELİKLİ EĞİTİM NİTELİKLİ
  2. ÖĞRETMENLE MÜMKÜNDÜR

Nitelikli eğitimin nitelikli öğretmenle mümkün olduğu gerçeği ortadadır. Bu nedenle öğretmen yetiştirme ve kadrolu istihdam konusundan başlayarak, sadece öğretmenlerin değil, tüm eğitim ve bilim emekçilerinin yaşadığı sorunlara kalıcı çözümler üretilmesi için somut adımlar atılması bir zorunluluktur.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un her fırsatta öğretmenlere değer verilmesine ilişkin söylemleri genellikle söylemde kalmamalıdır. MEB’e çağrımız; 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nde ILO ve UNESCO tarafından 5 Ekim 1966’da kabul edilen ‘Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararı’nın eksiksiz uygulanacağı açıklanmalı, başta 3600 ek gösterge olmak üzere, ekonomik, sosyal, mesleki, özlük haklarımızla ilgili taleplerimiz kabul edilmelidir.

Eğitim ve bilim emekçileri açısından 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü, klasik anlamda sadece ‘kutlanan’ bir gün değil, eğitim emekçilerinin uluslararası alanda birlik, dayanışma ve örgütlü mücadelenin simgesi olan evrensel anlamda bir mücadele gündür. İçinde bulunduğumuz bütün olumsuz koşullara, üyelerimizi ve sendikal faaliyetlerimizi baskı alıntına alma girişimlerine, iktidarın eğitime yönelik ırkçı, gerici ve dayatmacı politikalarına karşı örgütlü mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimiz bilinmelidir.

Türkiye’nin dört bir yanında fedakârca görev yapan öğretmenleri, eğitim ve bilim emekçilerini mesleğine ve haklarına yönelik saldırılara, krizin faturasının sırtımıza yıkılmasına karşı birlikte mücadele etmeye, haklarımıza ve geleceğimize sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Eğitim Sen olarak, bizlere dayatılan her türlü haksız ve hukuksuz uygulamanın eğitim ve bilim emekçilerinin birleşik, örgütlü mücadelesiyle kırılabileceğine inanıyor, yaşadığımız tüm baskılara ve olumsuzluklara rağmen öğretmenlerimizin, eğitim ve bilim emekçilerinin 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nü kutluyoruz.”/BSGMEDYA

 

 

 

 




Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

BİR KİTAP

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI