CHP İl Başkanlığı, çirkin sosyalmedya paylaşımıyla toplumda tepki toplayan Reşit Keleş hakkında suç duyurusunda bulundu
‘GEREKEN CEZA VERİLMELİ’ 2 Eylül 2019 Cumhuriyet Halk Partisi Çorum İl Başkanı Hasan Eray Tüfekçi, sosyal medya hesabından Atatürk’e ve Türk milletine ağır hakaret eden, dil uzatan ve küfürlü sözler sarf eden AK Partili Belediye Meclis Üyesi Reşit Keleş’in istifa etmesi ya da ettirilmesi gerektiğini söyledi. CHP İl Başkanlığı, çirkin paylaşımlarıyla Çorum ve ülke gündemine oturan, toplumun tüm kesimleri tarafından sert tepki gören AK Partili Belediye Meclis Üyesi Reşit Keleş hakkında suç duyurusunda bulundu.
CHP İl Başkanı Tüfekçi, hukukçular ile birlikte Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduktan sonra Adliye Sarayı önünde basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasına; CHP Merkez İlçe Başkanı İsmail Kalender, İl Genel ve Belediye Meclisi Üyeleri, Oğuzlar Belediye Eski Başkanı Orhan Ateş, CHP Osmancık İlçe Başkanı Sadık Eker, CHP Kadın Kolları İl Başkanı Gülhan Eke, Gençlik Kolları İl Başkanı Onur Topkül, Eğitim Sen Şube Başkanı Mustafa Gül, Eğitim İş Şube Başkanı İlhan Yaşar, ADD Şube Başkanı Uğur Demirer, Çorum Barosu Eski Başkanı Altan Akpınar ile çok sayıda partili katıldı.
Parti adına basın açıklaması yapan İl Başkanı Tüfekçi, AK Partili Belediye Meclis Üyesi Reşit Keleş’in paylaşımına sert tepki göstererek, “Reşit Keleş’in söz konusu paylaşımı toplumda infiale, ayrışmaya, çatışma kültürünü beslemeye hizmet eder. Olsa olsa toplumu kutuplaştırır, düşmanlaştırır. Bu toprakların tarihi sözü edilen hoşgörüsüzlüğün ortaya çıkardığı kanlı örnekleriyle doludur. 18 yıldır şımartılan irtica bilinç altını kusmaya başlamıştır. Bu aykırı söylemlerin Çorum’da çok sık ortaya atılmasının bir geri planı olması gerektir” dedi.
Tüfekçi, açıklamasında şunları söyledi:
“Yurdumuzun işgalden kurtuluşunu sağlayan 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı ulusça kutladığımız gün, hemen ertesinde 1 Eylül Dünya Barış Günü iken Çorum’da AKP’li Belediye Meclis Üyesi Reşit Keleş, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerine bağlı tüm yurttaşlarına edepsizce küfür etmiştir. Biz çok iyi bilmekteyiz ki kendisine oy veren vatandaşlarımızın ezici çoğunluğu da bu durumdan son derece rahatsızdır. Bu topraklarda Türk’üz, Müslüman’ız diyebiliyorsak bu toprakların özgürlük ve bağımsızlığı için gözlerini kırpmadan bir an bile tereddüt etmeden canlarını veren, bu toprakların namusunu kurtaranlar sayesindedir. Diyanet de bu sayede var olan bir kamu kurumudur. 120 bine yakın din görevlisinin maaşları bu ülkenin vergilerinden ödenmektedir. Hutbede Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının anılmamış olması şehitlerimiz ve gazilerimize yapılmış bir haksızlıktır. Yurttaşlarımız da büyük bir tepkiye neden olan bu durum haklı eleştirilere yol açmıştır. Sinagoglardan “Yaşa Mustafa Kemal Paşa Yaşa” nameleri yükselirken Türklük ve İslamiyet’in yaklaşık yüz yıl önce bu topraklardan kazınıp atılmasına karşı duran Mustafa Kemal Paşa’nın adının anılmaması son derece üzüntü vericidir.
Mensup olduğu siyasi partiye oy verenlerin de bu eleştirilere katıldığı, destek ve onay verdiği kesindir. Reşit Keleş’in söz konusu paylaşımı toplumda infiale, ayrışmaya, çatışma kültürünü beslemeye hizmet eder. Olsa olsa toplumu kutuplaştırır, düşmanlaştırır. Bu toprakların tarihi sözü edilen hoşgörüsüzlüğün ortaya çıkardığı kanlı örnekleriyle doludur. 18 yıldır şımartılan irtica bilinç altını kusmaya başlamıştır. Bu aykırı söylemlerin Çorum’da çok sık ortaya atılmasının bir geri planı olması gerektir. “- Türklüğümün bir faydasını görmedim” – Kızlar okuyunca çocuklarımıza evlendirecek kız bulamıyoruz – Lozan zafer değildir” gibi absürt söylemlerin bu topraklarda edildiğini anımsamakta yarar vardır. Laiklik inanç özgürlüğünün de güvencesidir. Laikliğin olmadığı yerde demokrasinin gerçek anlamda uygulanamayacağı matematiksel bir gerçek kadar kesindir. Ve biliyoruz ki dinsel vakıf dernek ve benzerlerinde gün geçmiyor ki bir istismar olayı kamuoyunun gündemine düşmesin. Çağdaş bir toplum olmanın olmazsa olmazı laikliğin gerçek manada yaşatıldığı toplumların daha az suç işlenen, taciz, tecavüz, hırsızlık ve benzeri hukuksuzlukların minimal düzeyde olduğu istatistik verilerle ortadadır.
Bu ülke, bu ulus Reşit Keleş gibi kafaların örümcek bağlamış düşüncelerini yaklaşık bir asır evvel yönetim anlayışı olmaktan çıkarıp kafalarının içine hapsetmiştir. İnanç ve vicdan özgürlüğü olmazsa Maraş olur, Çorum olur, Sivas olur. Cumhuriyet’in kurulduğu tarihten beri biz bu zihniyetleri Şeyh Sait’ten, Derviş Mehmet’ten, benzerlerinden tanıyor, biliyoruz. Siyasi iktidarın gericiliğe verdiği primden güç alan bu kafalar mide bulandırmaktan öte bir şey yapamazlar, olsa olsa toplumsal barışı sabote edip baltalamaya katkı sunmaya çalışırlar. Bu ülkenin tüm renklerin eşit biçimde gören ve benimseyen, Cumhuriyet’in aydınlık felsefesine inanmış olan bizlere düşen görev; Menemen’de Kubilay’ın başını kesen, Güneydoğu’da ülkenin bölünmez bütünlüğünü hedef alarak, etnik ve dinsel temele dayalı bir devlet kurmayı amaçlayan Şeyh Saitlere, 20. Yüzyılın sonunda toplumu etnik ve dinsel temelli çatışmaya zorlayan bu ilkel gerici zihniyete karşı uyanık olmak durumdayız. Türkiye Cumhuriyeti her türlü imkansızlıklara karşın dünyanın en güçlü emperyalist devletlerine karşı 30 Ağustos’ta büyük bir zaferle sonuçlanan bağımsızlık savaşının bir semeresidir. Dinsel gericiliğe verilen ödünler nedeniyle gün geçmiyor ki Reşit Keleş gibi meczup birileri ortaya çıkmasın. Şehrimizde herkese eşit mesafede hatta mesafesiz olduğu iddiasında olan belediye yönetimi, AKP il yönetimi, hatta genel merkezi kamuoyunu tatmin edecek biçimde samimiyetini kanıtlamalı Raşit Keleş belediye meclisi üyeliğinden, parti üyeliğinden istifa ettirilmelidir. Biz Cumhuriyet’in kurucu partisi olarak cumhuriyet değerlerine ve bu değerlere inanmış yurttaşlarımıza yönelmiş bu iğrenç söylemin hukuksal düzlem de takipçisi olacağımızı ülke ve Çorum kamuoyunun bilgisine sunarız.”
‘GEREKEN CEZA VERİLMELİ’ Tüfekçi, suç duyurusu için hazırladığı dilekçede ise Reşit Keleş’in söz konusu paylaşımı ile Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e ve Kemalistlere karşı “o… çocuğu” demek suretiyle hakarette bulunduğunu, şahsın TCK’nın 216. maddesi kapsamında ifadesini bulan ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama’ suçunu işlediğini belirterek, “sevgi, saygı, kardeşlik temelinde siyaset yapan, halkımızın barış ve kardeşlik içinde yaşaması için her zaman duyarlılık içinde olan biz CHP’liler hem partili, hem de Türkiye Cumhuriyetinin onurlu birer vatandaşı olarak şüpheliden şikayetçiyiz. Şikayetimiz doğrultusunda gerekli kovuşturmanın yapılarak şüphelinin fiiline uyan TCK hükümleri doğrultusunda cezalandırılması için gerekli kamu davasının açılmasını saygılarımızla arz ve talep ederiz” dedi./BSGMEDYA
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |