Son günlerde yaşananları (hoş yıllardır değişen bir şey de yok aslında) gördükçe, anlamakta hayli zorlandığımız anlar oluyor mu?
“Bilen kişiyle dost ol, çünkü seni aydınlatır. Bilgisiz kişilerle dost ol, çünkü sen onu aydınlatırsın. Bilmediğini bilmeyenlerden hemen uzaklaş, çünkü onlar aptaldır, seni de aptallaştırır.” (Konfiçyüs) 801 NOTLARI Son günlerde yaşananları (hoş yıllardır değişen bir şey de yok aslında) gördükçe, anlamakta hayli zorlandığım anlar oluyor. Hoş, hangimiz öyle değiliz ki! Sanki bilinmeyen bir yerlerden birileri ‘siz ancak böyle yaşamaya mahkumsunuz’ diye sesleniyor gibi.. Bugün kaçımız, - dünyayı bir yana bırakın- ülkemizin gidişatından kaygılı değil? Kaçımız, -bırakın hedef 2023 hayallerini!- birkaç ay sonrasına umutla bakabiliyor? Büyük bir çoğunluğumuz, kaygı ve korku ile izliyordur.. (değil mi?) *** Sizi bilmem ama ben bazen çaresizlik girdabında hayli umutsuzluğa kapılmıyor da değilim! O karamsar duygulardan uzaklaşmak istiyorum, ama ülkemizin rotasının hızla bir bilinmez kör kuyuya doğru gittiğine tanık oldukça daha da artıyor karamsarlığım.. Ama biliyorum geçici tüm bunlar! *** Bir ses, bana yeniden umut aşılıyor, umudunu yitirme diye sesleniyor.! O sesin; ‘Bırak bu karamsarlıkları, dağıt umutsuzluk bulutlarını, geleceğe dair güzel şeyler düşün!’ diye yükselmesiyle yeniden umutlanıyor, umudumu yeniden kazanmaya çalışıyorum. Biliyorum, birçoğunuz da aynen öyle yapıyorsunuzdur. İnsan umutsuz yaşayabilir mi? Yaşasa da nereye kadar? Bu ve buna benzer bir çok cümle dolaşıyor, şu küçücük beynimin dalgalarında.. Hani derler; ‘Umutlarını yitirenler, her şeyini kaybederler!’ İçimdeki o umudu bir volkan gibi yeniden harekete geçirmek için; ‘Güzel günler göreceğiz çocuklar, güzel günler’ diye seslenen Nazım Usta’ya.. Aslında bu seslere hepimiz kulak vermeliyiz! *** Çünkü insanlık tarihi, umutsuzluk ve karamsarlık bulutlarına teslim olmamış halkların destanlarıyla.. Kaldırın başlarınızı, kaldırın da Ortadoğu’ya bir bakın! Ne görüyorsunuz? Umudunu ve hayalini yitirenler, bugün ne haldeler!
Bir Fıkra: SEMERCİ ÖLMÜŞ! Köyün yaşlı semercisi Bekir usta ölmüştü. Yaşlı hasta bir eşek duvar dibinde düşünüyordu. Ona geldiler: -“Haberin yok herhalde, semercimiz öldü” dediler. -“Ne olmuş öldüyse?” -“Artık sırtımız yara bere olmayacak, özgür olacağız” -“Nasıl bir özgürlükmüş bu!” -“Semerci olmayınca artık sırtımıza semer yapılmayacak, kırda bayırda istediğimiz gibi dolaşacağız…” -Yaşlı eşek gülmüş: -“Şaşarım aklınıza” demiş. -“Bugün sevinçle tepineceğinize, aslında yas tutmalısınız. Bekir Usta iyi kötü sırtımızın ölçüsünü biliyor, bizi rahatsız etmeyecek semerler yapmaya çalışıyordu. Yarın bir acemi semerci getirirler, sırtınız yaradan kurtulmaz. İyisi mi siz semerciden değil, eşeklikten kurtulmanın yolunu arayın. Eşek kaldıkça, sırtınıza bir semer yapan bulunur.!” Bir şiir/ Fotoğraf
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |