• https://www.facebook.com/bsgmedya@hotmail.com
  • https://www.twitter.com/bsgmedya@hotmail.com

NÖBETÇİ ECZANELER
ULUSAL GAZETELER

Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Hasan Eray Tüfekçi, YSK’nın İstanbul seçimleri ile ilgili iptal kararını ağır bir dille eleştirdi

‘6 MAYIS KARA BİR GÜN
OLARAK TARİHE GEÇTİ’

  

08 Mayıs 2019

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Çorum İl Başkanı Hasan Eray Tüfekçi, yayınladığı açıklamasında, YSK’nın İstanbul seçimleri ile ilgili iptal kararını ağır bir dille eleştirdi.

Açıklamasında YSK’nın İstanbul seçimlerinin yenilenmesine karar verdiği 6 Mayıs 2019’nun Türkiye demokrasi tarihine kara bir gün olarak geçtiğini ifade eden Tüfekçi, bilerek ve isteyerek hukuk cinayetinin işlendiğini söyledi.

Tüfekçi, açıklamasını şöyle sürdürdü;

“Hukukun, adaletin, temiz siyaset ve ekonomik istikrarın tek bir kişinin şahsi korku ve hırsına bu şekilde feda edildiği başka bir örnek daha tarihimizde yoktur” diyen Tüfekçi, açıklamasını şöyle sürdürdü;

“Halkımızın açıkça ortaya koyduğu bu tercihini ayaklar altına alan demokrasi düşmanları, sivil darbe sürecinde bir adım daha atmışlar, bilerek ve isteyerek, planlı bir hukuk cinayeti işlemişlerdir.

6 Mayıs darbesinin azmettiricisi, yargısız infazcısı ve şakşakçısı alenen ortadadır.

İsimleri bundan sonra sadece lanetle anılacaktır.

Demokrasimiz açısından esas acı olan, seçim güvenliğini sağlamakla yükümlü olan hakimlerin de bu kirli darbeye İştirak etmesidir.

Seçimin iptali kararı hiçbir akla, mantığa ve vicdana sığmadığı gibi hukuken tartışılacak hiçbir tarafı da bulunmamaktadır. 16 Nisan Referandumu ve 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sandık kurullarının oluşumuna bakma zahmetinde bulunmayanlar, açıkça "Dün dündür bugün bugündür." zihniyetlerini, ülkemiz adına doğurabileceği çok ağır sonuçları umursamadan ortaya koymaktan bir an olsun çekinmemişlerdir. Bu darbe tanklarla ya da silahlarla değil, cübbesi üniformalaşmış, vicdandan yoksun atanmışlar tarafından 16 milyon seçmenin gözlerinin içine baka baka çirkin bir cüretkarlıkla yapılmıştır.

Demokrasinin olmazsa olmazı olan Meclis denetimi, bağımsız yargı, tarafsız medya ve sivil toplum katılımı ne yazık ki zaten tarihe karışmıştır. Demokratik meşruiyetin elde kalan son kalesi ve namusu olan sandık, o namusu korumak ile yükümlü olan olanların kendi elleriyle, millet iradesine kastedenlerin emellerine teslim edilmiştir.

Ülkemizde tuz artık kokmuştur.

Demokrasinin temelini oluşturan "Hukukun Üstünlüğü", "Kuvvetler Ayrılığı", "Seçme ve Seçilme Hakkı" ilkeleri, bu karar ile açıkça ortadan kaldırılmıştır.

Ülkemizin rotasını çağdaş uygarlıklar hedefinden saptırarak, Ortadoğu'nun başarısız diktatörlükleri seviyesine düşüren bu kararın azmettirici ve sorumluları, elbette tarih huzurunda ve millet vicdanında hak ettikleri yeri ve sonu bulacaktır.

Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran, ülkemize çok partili demokratik yaşamı getiren Cumhuriyet Halk Partisi'nin üyeleri ve emekçileri olarak ülkemize dayatılan bu rota değişikliğini kati surette reddediyoruz.

Ülkemizin 180 yıllık çağdaşlaşma sürecini ve 73 yıllık demokrasi yürüyüşünü çöpe atmak isteyen bu zihniyetin karşısında dik durarak "çağdaş uygarlığı yakalama ve geçme" hedefimize sahip çıkıyoruz.

Hem partinin, hem de devletin başına aynı kişinin oturmasını sağlayan partili cumhurbaşkanlığı sisteminin, iktidar partisi ile devlet arasındaki sınırları yok ettiğini bu karar ile bir kez daha görmüş olduk. Bu sistem çok açık bir şekilde demokrasimiz önündeki en büyük tehdittir.

Ülkemizde ekonomik sıkıntılar insanımız üzerinde artık taşınamaz bir yük olmuştur. Huzursuzluk ise her geçen gün artarken, içeride ve dışarıda güvenlik riskleri giderek belirginleşir hale gelmiştir. Bütün bunlara son olarak ülkeyi yönetenler tarafından meşruiyet krizi eklenmiştir.

Bu krizin aşılabilmesi ve sandığın namusunun korunması için bazı adımların atılması şarttır.

Eğer sandık kurullarında da şaibe var ise, 16 Nisan Anayasa Referandumu, 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı, Milletvekili seçimleri ve 31 Mart'ta Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimiyle; altını çizerek söylüyorum; aynı sandıkta ve aynı zarflarla, yapılan ilçe belediye başkanlığı ve belediye meclis üyeliği seçimleri de yenilenmelidir.

Seçim kurullarında bir hata var ise sorumlusu sadece ve sadece YSK'dır. YSK'nın kusuru kesinlikte seçmene yüklenemez, seçmen yaptığı seçimden ötürü bu şekilde cezalandırılamaz. YSK üyeleri seçmene karşı işledikleri bu aleni suç sebebiyle toplu bir şekilde istifa etmelidirler.

Ayrıca içişleri ve Adalet Bakanlarının seçim dönemlerinde tarafsızlıklarını sağlayacak düzenlemeler mutlaka hatta bir an önce yapılmalıdır.

Biz Cumhuriyet Halk Partililer olarak demokrasiden, hukukun üstünlüğünden, seçme ve seçilme hakkının tam güvence altında olmasından yana olduğumuzu tekrar dile getiriyoruz. Gücümüzü milletten alarak, demokratik mücadelemizi artan bir azim ve güçlü bir kararlılıkla sürdüreceğimizin garantisi veriyoruz.

Türkiye'nin karşılaştığı bu yol ayrımında demokrasiye inanan; hak, hukuk, adalet duygusunu içinde taşıyan, siyasi düşüncesi ve oy verdiği parti hangisi olursa olsun, tüm yurttaşımıza elimizi uzatıyoruz. Uzatılan bu elin 23 Haziran'da kuvvetli bir şekilde tutulacağına, demokratik mücadelemize büyük bir güç katacağına ve 31 Mart'tan çok daha büyük bir zafere ulaşacağımıza tüm halkımız adına yürekten inanıyoruz.

Biz umudumuzu kaybetmedik.

Çok kıymetli, güzel insan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu'nun da dediği gibi; "Bizim hayallerimiz bir gecede yıkılmaz." Mart'ın sonu bahardır dedik hep. Bu sene bahar ayları biraz yazdan çalacak sadece. Ama sonunda, her şey çok güzel olacak.”/BSGMEDYA




Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

BİR KİTAP

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI