3 Haziran 1963'te aramızdan ayrılan Büyük Ozan Nazım Usta’yı bir kez daha minnet ve şükranla anıyoruz.. HAZİRAN’DA ÖLMEK ZOR MU?
BÜYÜK TÜRK ŞAİRİ NÂZIM HİKMET RAN (15 Ocak 1902 – 3 Haziran 1963)
NÂZIM HİKMET, Türk şair, oyun yazarı, romancı ve anı yazarı. "Romantik komünist" ve "romantik devrimci" olarak tanımlanır. Siyasi düşünceleri yüzünden defalarca tutuklanmış ve yetişkin yaşamının büyük bölümünü hapiste ya da sürgünde geçirmiştir.
Şiirleri elliden fazla dile çevrilmiş ve eserleri birçok ödül almıştır.
Yasaklı olduğu yıllarda Orhan Selim, Ahmet Oğuz, Mümtaz Osman ve Ercüment Er adlarını da kullanmıştır.
Türkiye'de serbest nazımın ilk uygulayıcısı ve çağdaş Türk şiirinin en önemli isimlerindendir.
Uluslararası bir üne ulaşmıştır ve dünyada 20. yüzyılın en gözde şairleri arasında gösterilmektedir.
Şiirleri yasaklanan ve yaşamı boyunca yazdıkları yüzünden 11 ayrı davadan yargılanan Nâzım Hikmet, İstanbul, Ankara, Çankırı ve Bursa cezaevlerinde 12 yılı aşkın süre yattı. 1951 yılında Türk vatandaşlığından çıkarıldı; ölümünden 46 yıl sonra, 5 Ocak 2009 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile bu işlem iptal edildi. Mezarı Moskova'da bulunmaktadır. (Basından) **
BUGÜN 3 HAZİRAN… *** “Ben bir insan, ben bir Türk şairi Nazım Hikmet ben tepeden tırnağa insan tepeden tırnağa kavga, hasret ve ümitten ibaret...” diyen Nazım Usta’nın ve ‘Memleketim’ adlı şiirinde; ‘Dörtnala gelip Uzak Asya’dan Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan Bu memleket bizim. *** Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak ve ipek bir halıya benzeyen toprak, bu cehennem, bu cennet bizim. *** Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın, yok edin insanın insana kulluğunu, bu davet bizim.. *** Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine bu hasret bizim’ diyen
ve 3 Haziran 1963 tarihinde vatanından çok uzaklarda yaşamını yitiren Büyük Ozan Nazım Hikmet RAN’ın aramızdan ayrılışının 55. yıldönümü.. ** Aslında Nazım Hikmet’i anlamak, anlatmak hiç de kolay değil! O’na dair,onun memleket kokan, sevda kokan, özgürlük kokan şiirlerini, hikâyelerini…
Türk Edebiyatı’ndan tutun, evrensel edebiyat ve sanat dünyasına verdiği katkıları anlatmaya, yazmaya kalksak, ne sayfalar alır, ne de zaman yeter.. Ve Büyük Ozan, bundan 55 yıl önce 3 Haziran 1963’de vatanına hasret kaldığı Moskova’da bu dünyaya elveda dedi.. Nazım Usta, Moskova’da bir sanatoryum’da tedavi gördüğü sırada yazdığı ‘Vasiyet’ adlı şiirinde adeta şöyle diyordu:
VASİYET.. ‘Yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü/ Ölürsem kurtuluştan önce yani / alıp götürün / Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni/ Hasan beyin vurdurduğu / Irgat Osman yatsın bir yanımda ve çavdarın dibinde toprağa çocuklayıp kırkı çıkmadan ölen şehit Ayşe öbür yanımda. Traktörlerle türküler geçsin altbaşından mezarlığın, seher aydınlığında taze insan, yanık benzin kokusu, tarlalar orta malı, kanallarda su, ne kuraklık, ne candarma korkusu’ (27 Nisan 1953) şiir uzayıp gidiyor. *** Nazım Hikmet demek, memleket demek.. Anadolu demek... Dil, din, ırk, mezhep diye ayırmadan tüm dünya demektir.! *** NAZIM’a dair çok şeyler söylendi, çok şeyler yazıldı.. Yüreğinde memleket özlemi ile yanıp tutuşan, vasiyetinde bile Anadolu’yu işaret eden Nazım Hikmet’i ‘vatan haini’ ilan etmekten bile geri kalmadılar.. Ve bugün insanlık, O’na bu yaftayı takanların isimlerini hatırlamazken, Nazım Hikmet’in ismi milyonların yüreğinde yaşıyor.. Kitapları, çevrildiği dünya dillerinde milyonlar tarafından okunmakta, şiirleri şarkı olup, aynı coşku ve heyecanla dinlenilmektedir.. *** Biliyorsunuz bu ülkede, önüne gelene ‘vatan hainliği’ yaftası yapıştırmak, ‘vatan hainliği’ ilesuçlamak o kadar kolay ki, pervasızca yapılabilmektedir..
Ve bu hastalık son günlerde yeniden hortladı.! Mikrofonueline alan karşısındakini ‘vatan hainliği’ ile itham ediyor..
Dün Nazım Hikmet, ‘vatan haini’ydi! Bugün ise neredeyse, herkes yani; onlar gibi düşünmeyen, onlar gibi yaşamayan, olaylara onlar gibi, onların gözüyle bakmayan herkes bir çırpıda vatan haini olabiliyor.. Aslında bugün aramızdan ayrılışının 55. yıldönümünde bir kez daha saygı ve şükranla andığımız Büyük Ozan, ta o günlerde kendisini ‘vatan hainliği’ ile suçlayanlara yazdığı, o çok bilinen ‘Vatan Haini’ adlı şiiriyle gereken yanıtı vermişti:
Bakın, Nazım Usta o şiirinde şöyle diyordu: *** İşte, o şiirden bir bölüm:
"NÂZIM HİKMET VATAN HAİNLİĞİNE DEVAM EDİYOR HÂL”
Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet. Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ." Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla, bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson'un 66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira. "Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ." *** Bugün 3 Haziran… Nazım Usta’sız geçen 55 yılın yıldönümü.. Nazım’a dair çok şey yazıldı/ çizildi.. Ve yazılmaya çizilmeye de devam edecek..
Ve Bugün 3 Haziran.. Ve yazımızı; Ozan Hasan Hüseyin (Korkmazgil)’in Türk Edebiyatı’nın önemli isimlerinden Yazar Orhan Kemal'in ölümü üzerine ve ardı arkasına gelen Ahmed Arif ve Nazım Hikmet ölümleriyle üç büyük usta anısına yazdığı,
‘Haziran’da Ölmek Zor’ şiirinden bir bölüm ile noktalayalım:
‘HAZİRAN’DA ÖLMEK ZOR’ … Çalışmışım onbeş saat Tükenmişim onbeş saat Acıkmışım, yorulmuşum, uykusamışım Anama sövmüş patron Sıkmışım dişlerimi Islıkla söylemişim umutlarımı Susarak söylemişim Sıcak bir ev özlemişim Sıcak bir yemek Ve sıcacık bir yatakta unutturan öpücükler *** İşten çıktım Elim yüzüm, üstüm başım gazete Karanlıkta açan bir su gibi Vurdum kendimi caddelere Hava leylak ve tomurcuk kokusu Havada kör yoluna Havada suçsuz günahsız gitme korkusu Ah desem eriyecek demirleri bu korkuluğun Oh desem tutuşacak soluğum... … Gece leylak ve tomurcuk kokuyor Üstüm başım, elim yüzüm gazete Vurmuşum sokaklara Vurmuşum sokaklara Uy anam anam Haziranda ölmek zor... …. Yıllar var ki ter içinde Taşıdım ben bu yükü Bıraktım acının alkışlarına 3 HAZİRAN 63’ü... … Bir eski gömütlükte yatıyor usta Bir kırmızı gül dalı Nazım Usta’nın... … Uy anam anam Haziranda ölmek zor.. *** Ve şiirleri, hikayeleri, piyes ve tiyatro çalışmaları ise bugün dünyanın bir çok dilinde milyonlarca insanın aynı haz ve heyecanla okuduğu/izlediği/ dinlediği Büyük Ozan Nazım Usta’yı bir kez daha minnetle şükranla anıyoruz..(BSGMEDYA)
|