Emekli Eğitimci-Gazeteci Yazar Müslüm Tunaboylu, kentlerin büyümesiyle artan sorunlara dikkat çekti:KENTLER BÜYÜDÜKÇE
24 Temmuz 2018 Emekli Eğitimci-Gazeteci, BSGMEDYA Yazarı Müslüm Tunaboylu, kentler büyüdükçe, doğal olarak sorunların da çoğaldığına dikkat çekiyor. Toprak ana doğal nemi bulduğu süre içinde canlılar için neler üretir neler. Üretilenleri isimlendirmeye kalksak belki ömrümüz yeterli olmaz. Bir zamanlar Orta Asya’da bir iç deniz var iken, insanlar bu su birikintisinden uzun süre yararlanmış, toprağın nemi kaybolmaya başladığında ise dünyanın çeşitli yerlerine göç başlamıştır. İnsanlar Orta Asya’daki kazanımlarını karşılaştıkları nemli topraklarda konaklayarak yaşamları için gerekli üretimleri gerçekleştirmişlerdir. Yerkürenin her yeri nemli topraklarla kaplı olmadığı içindir ki insanlar bulundukları yerleşim birimlerinde uzun süre kalamamışlar, zorunlu olarak nemli toprakları aramaya koyulmuşlardır. Buna tarihi bir süreç diyebiliriz. Küçücük toplumlar giderek artış göstermiş böylece artan nüfusla birlikte bazı sorunlarda birlikte gelmiştir.
Ülkemizde akarsuların toplanarak, göletler ve barajlar yapılmaya başlanması cumhuriyet döneminde başlamıştır. İlimiz sınırları içinde uzun süre kalan Hititlerin toprak anayı nemlendirmek için barajlar yaptıklarına kazılar sonucu tanık olmaktayız. İnsanoğlu zamanın koşullarına göre çözüm üretmeyi de bilmiş, yıllar boyu yaşamını artan nüfusuna karşılık yeni çözümleri de beraberinde getirmiştir. Dün karasabanla nemli toprağı değerlendirerek gerekli oranda üretimi gerçekleştirmiş, karşılaştığı zor koşullara karşı kendi varlığını koruyabilmiştir. Nüfus yoğunluğunun artış gösterdiği yerleşim birimlerinde insanoğluna öncelikle içme ve kullanma suyu gereklidir. Sağlıklı bir işgücünü su sorunu bulunan yörede sağlamanız mümkün değildir. İnsanoğlu yaşamanın ilk koşulu olarak suyu kullanmayı öne çıkarmıştır. Bu olgu tarihte de öyle olmuş, şimdi de öyle olmaktadır. Dün mahalle çeşmeleri var iken, bugün onlar birer tarih olmuş, insanoğlu suya yakın olmak için onu konutuna kadar getirmiştir.
Kırsal alandan kentlere göç zorunlu olarak başlamasından sonra kentlerin nüfus yoğunluğu artmış, kırsal alanda ise köylerde günün gelişen ve değişen koşullarını karşılamak imkânsız hale gelmiştir. Devlet öncelikle nüfus yoğunluğunu dikkate alarak hizmetleri karşılamaya çalışmaktadır. Yaklaşık olarak yirmi yıldan fazla basında çalışarak Çorumun sorunlarını kamuoyu adına ilgililere yansıtmaya çalıştığım süre içinde kırsal alan olsun kent sorunları olsun su sorunu önde gelen sorun olmuştur.
Bin dokuz yüz yetmişli yıllarda; Çorum’da su sorunu artış göstermiş olmasına karşın kent halkı olanla yaşamını sürdürmeyi bilmiş, ilgili kurum ve kuruluşlar sorunu çözümlemek için olduğunca çaba harcamışlar, bazı kısa vadeli ve masrafı az olan su olanaklarını Çorum’a getirmeye çalışmışlar, ancak yöredeki yöneticilerin kendi yörelerindeki su olanaklarının Çorum’a uzantısını engellemişlerdir. Rakımı Çorum’dan 150 metre yüksekte olan bir ilçemizden cazibe ile su getirmek istenilmiş, ilçe yönetimi bu girişimi önlemiştir. Bana göre; ülke genelinde su sorununu çözümlemek için önce bir su yasasına ihtiyaç vardır. Son yağmurlar gelmeseydi; Çorum nerdeyse bir çölleşmeye doğru yol almaya başlamıştı. Bundan böyle kentlerin, beldelerin ve köylerin su sorununu çok ucuz olarak sağlamanın yolu il sınırları içindeki akarsuların yüksek rakımlara enerji ile depo edilerek cazibe yolu ile yerleşim birimlerine eşit düzeyde ulaştırmak olmalıdır. |
874 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |