Hakan Samut, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'ne dair yazdığı notlarında olaya çok farklı pencereden bakıyor..
'Eğlenceli, yemekli, kokteyli,
Bundan tam 161 yıl önce 8 Mart 1857 yılında ABD’nin New York kentinde bir tekstil fabrikasında 129 tekstil işçisi kadın yanarak can verdi, o yanan bedenleri aydınlattı yeryüzünü. Yanan bedenlerden yeryüzüne mücadele külleri döküldü. Kavgaları farklı topraklarda filizlendi. 8 Mart böyle yaratıldı, böyle doğdu işte. Hak arama, emeğe sahip çıkılarak yaratılan bugün, günümüzde ne yazık ki eğlence günü olarak kullanılır hale gelen bir gün olmuştur.
8 Mart kadının kimliğini, benliğini, varlığını, egemenliğini ve emeğini sahiplenme günüdür. Bir kadınlar gününde, kadın sorununa eğilmek bu soruna çözüm arayabilmek zor olsa da Kadın her şeye rağmen toplumun temel taşıdır. Toplumların demokratikleşmesinin en temel sorunlardan birisi cinsler arası eşitsizlik ve bu eşitsizliğin dayalı olduğu sistem olarak görülmektedir. Tarihin derinliklerine gittiğimizde, insanlığın ilk oluşumu ve kültürlerin yerleşmesinde kadının öncülüğü ile yarattığı barışçıl toplumdan dersler çıkarmak gerekir. İnsanlığın ilk doktoru, ilk tarım üreticisi, ilk hayvan evcilleştiricisi kadınlardır.
Günümüz Türkiye’sinde her gün bir yerlerden kadın cinayeti veya kadını aşağılayan açıklamaları duymak yada bilmek artık dini vaazlara itaat eden bir toplumda kadını savunmak zor olsa da kadının toplumdaki yerini din tüccarlığı yapanlara bırakmamak en doğru olanıdır.
Evet; kadın sorunu, toplumların demokratikleşmesi, toplumsal eşitliğin sağlanması için çözülmesi gereken bir sorundur. Bu sorunun çözümü toplumsal sorunlardan ayrı bir çözüm değildir. Yani kadın sorununun çözümü erkeğin toplumsal anlamda çağdaşlaşmasını sağlayacak ve buradan özgür bir topluma ulaşılabilecektir. Özgür bir toplum için; Kadın sosyal hayatın her alanında aktif rol alması sağlanmalıdır. Kadın ekonomik-siyasal alanda erkeğe eş değer bir görev almalıdır. Yani ekonomik alanda erkeğe muhtaç kılınmamalıdır. Bu sayede erkek egemenliği ortadan kalkacak ve kadın hakkı olan saygınlığını kazanmaya başlayacaktır. Yani kadının kurtuluşu işçi sınıfının kurtuluşundan bağımsız değildir…
Tarlalarda, fabrikalarda, merdiven altı atölyelerde güvencesiz çalışan kadınlar… Soframızda yeri öküzümüzden sonra gelen kadınlar… Evinde, bahçede işi bitmeyen kadınlar… Anamız, bacımız, kardeşimiz, yârimiz olan kadınlar… Yakılan bedenleriyle alın terlerine, emeğine sahip çıkan kadınlarımız... 8 Mart kadının varlığını, emeğini, alın terini sahiplenme günüdür. 129 tekstil işçisinin ve törelere, cinayetlere kurban giden, katledilen kadınlara saygı ve yas günüdür 8 Mart.
Selam olsun 8 Martı yaratanlara Selam olsun Dünya Emekçi Kadınlarına Tüm Emekçi Kadınlarımızın Dünya Emekçi Kadınlar Gününü Kutluyorum… |
836 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |