Televizyonlar, haber ajansları, gazete sütunları iç karartıcı, yakıcı ve ‘olmaz böyle şey’ dedirten haberlerle dolu!
801 Notları/ANALİZ Beyinlerimiz darmadağın! Akıllarımız darma duman.! Açıklamalar.. açıklamalar.. Birbiri ardına gelen söz düelloları, Hepsi kafalarımızı karıştırıyor. Kısacası, her şey birbirine karışmış.. Yani eskilerin deyimi ile at izi, it izine karışmış! Aklıselim düşünme yeteneklerimizi bile kaybetme noktasına geldik.. *** Sahi neler oluyor? Dünya nereye gidiyor? Türkiye yangın yerine mi çevrilmek isteniyor? Bu yangının önüne geçilemezse, halimiz nic’olur? ‘Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete’ mi? Birileri ateşin üzerine benzin mi döküyor? Yangına körükle mi gidiyor? BİLEMİYORUZ(!) Bildiğimiz tek şey: Yeni yılın ilk ayında bulunduğumuz şu günlerde havalar da doğası gereği soğuk mu soğuk! Yani her şey kendi mecrasında/yatağında devam ederken, Ortadoğu’dan yükselen ateş bir türlü önlenemediği gibi, daha da büyüyor. Ve geldiğimiz noktada da tüm dünyayı sardı. Sarmakta kalmayıp tehdit etmeye başladı bile.. Kısacası, bölgemizi, ülkemizi zor ve sıkıntılı günler bekliyor. Hızla, bugünlere neden ve nasıl geldik? Irak’ta, Suriye’de bitmek bilmeyen yangın bizi de içine aldı (gibi)! -Adına düşünce denilirse-bu tür karmaşık düşünceler içersindeyiz, hepimiz… Dün, yok bölgeye demokrasi getireceğiz! Yok Arap Baharı diye diye kıvılcımı ateşleyenlerin marifeti (!) sonucu, bölgeye ne demokrasi, ne de bahar geldi! Gele gele kan, barut ve gözyaşı geldi/getirildi.. Adına BOP denilen projeden başka ne getirmesi beklenirdi ki? Adı IŞİD, adı El Nüsra, adı ÖSO, adı El Kaide olsa ne çıkar? Hepsi de o projenin yani BOP’un değirmenine su taşıyan taşeronlar değiller mi? Yani bugün adına ne derseniz deyin.. Ortada bir vahşet yaşanıyorsa, hepsi bu projenin sonucudur. Sözün özü, bu proje ortadan kaldırılmadan ne Ortadoğu’da, ne dünyada vahşetler son bulur! Ne de ülkemizde kargaşa.. Hiç biri son bulmaz.
ORTADOĞU YANGIN YERİ.! BUGÜN ORTADOĞU YANIYOR! ORTADOĞU; Bu vahşeti de adına IŞİD denilen bir kanlı örgüt yapıyor. Acaba bu örgütün büyümesine palazlanmasına ve dünyayı tehdit edercesine korkutucu boyutlara gelmesine kim veya kimler göz yumdu? Asıl yanıt bekleyen bu iken, sürekli gözardı edilmekte, gözden kaçırılmakta, adeta dünyaya korku film izletilerek, bir tür yeniden dizayn edilmeye çalışılmaktadır. Ortadoğu’nun bugünlere birkaç günde gelmedigini hepimiz görüyoruz/biliyoruz. Hatırlayın dönemin ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice,Arap Baharı’nın başladığı günlerde ‘Bölgede 22 devletin sınırları değişecek’ dememiş miydi? O sözlerin ardından yaşanılanlara dikkatle baktığımızda, her şey Bakan Condoleezza Rice’nin dediklerini doğrulamaktadır. O sözlerin üzerinden geçen sürede ne olduğunu şöyle bir hatırlayalım: Libya,Yemen, Irak, Tunus, Mısır, Cezayir vb. ülkeler şimdi ne durumdalar? Hepsi de karmaşa/kaos içersinde değiller mi? Hepsinin de yönetim bütünlükleri parçalandı. Kimi aşiretlerin, kimi de kukla yönetimlerin eline bırakılmadı mı?. Bölgede tek bir Suriye kaldı! O da Mart 2011’den beri her türlü saldırya karşı direniyor/ direnmeye çalışıyor.. Bu direniş, bu projeye karşı duruş, proje sahiplerini çılgına çevirmektedir. Bu nedenle de ortaya yeni yeni senaryolar sürülmüştür ki, Suriye’den yükselen ateşler, çığlıklar, çatışma sesleri de bunlardan birisidir. Ve bugün gerek bölgede başlayan ve süren yangının, gerekse ülkemize sıçrayan kıvılcımların son bulmasını beklemek, öncelikle BOP denilen proje ortadan kaldırılmadıkça bir hayalden öteye gitmeyecektir. Aksine daha da büyüyecek, tüm bölgeyi kasıp kavuracaktır.. Gün yangına körükle gitmek, ateşe benzin dökme zamanı değildir. Ortada bir proje vardır. Adına BOP denilen projenin mimarları, dünyayı yeniden şekillendirmek için, herşeyi yapıyor/yapacaktır. Kısacası, tüm bu yaşananlar, bu vahşetler, bu katliamlar, bu kargaşalar BOP denilen projenin sonucudur.. Bu proje ortadan kaldırılmadığı sürece, nice IŞİD’ler ortaya sürülür, nice vahşetler yaşanır.. nice ülkeler paramparça edilir.. Bu böyle biline.. Sahi, dönemin ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, ne demişti? Hatırladınız mı? FIKRA: Bir Hıristiyan ile Yahudi yıllardır can-ciğer kuzu sarması misali arkadaşmış. Hıristiyan bir gece yarısı Yahudi’nin kapısına dayanmış. Başlamış kapıyı tekmelemeye... Bir yandan da bağırıyormuş. “Katil kapıyı aç” diye... Yahudi uykulu uykulu kapıyı açmış, “Ne istiyordun dostum” diye sormuş. Hıristiyan kızgın, Yahudi şaşkın şaşkın bakarken Hıristiyan yine sesini yükseltmiş: "Katil, Hz İsa'yı bizim peygamberimizi öldürmüşsünüz” diye. Yahudi gülmemek için kendini zor tutmuş ve “Yahu Hz. İsa öleli neredeyse 2000 yıl olacak. Neden bugün bu hiddet” sorusunu sorunca Hıristiyan, “Benim bugün haberim oldu. Onun için sen benim dostum değilsin” demiş.
|
605 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |